Prof. Dr. ��kr� Hal�k Akal�n
�ukurova �niversitesi Fen-Edebiyat Fak�ltesi
T�rk Dili ve Edebiyat� B�l�m�
Atat�rk��n en b�y�k eseri, gelecek y�l 80. y�l�n� kutlayaca��m�z T�rkiye Cumhuriyetidir. Kurdu�u Cumhuriyeti T�rk gen�li�ine arma�an eden ve emanet b�rakan Atat�rk,
Ancak, Cumhuriyet ile �zde�le�mi� ba�ka kurumlar da bulunmaktad�r. Bu kurumlardan biri de yine Atat�rk��n kurdu�u T�rk Dil Kurumudur. 12 Temmuz 1932�de Atat�rk��n talimat�yla kurulan T�rk Dil Kurumu,
Yaz� dili olarak en az 1300 y�ll�k ge�mi�e sahip T�rk�enin konu�ma dili tarihi �ok daha �n�celere uzan�r. �lk yaz�l� kaynaklardan olan Orhon Yaz�tlar��nda kullan�lan dilin i�lekli�i, ak��c��l���, dildeki soyut kavramlar i�in kullan�lan s�zlerin �zellikleri (Ergin 2000: 13; Aksan 1987: 45) ve kimi �l� dillerdeki s�z ben�zerli�i (Tuna 1997) g�z �n�ne al�nd���nda T�rk�enin d�rt-be� bin y�ll�k bir konu�ma dili tarihine sahip ol�du�u anla��lmaktad�r. Yery�z�nde �ok az say�da dil, bu kadar tarih� derinli�e sahiptir. K�k�le�ri binlerce y�l �ncesine dayanan T�rk�e, T�rklerin de�i�ik k�lt�rlerle temas� dolay�s�yla pek �ok dille etkile�im i�erisine girmi�, s�z (kelime) al��veri�inde bulunmu�tur. Zaman zaman et�ki�lenme tek y�nl� olmu�, d�nemin bask�n k�lt�rlerinin etkisiyle T�rk�eye yabanc� dil �geleri do�lu�mu�tur. Bu olumsuz durum; kimi �air, yazar ve ayd�nlar�n tepkileriyle kar��la�m��sa da T�rk��edeki yabanc� s�zlere, yabanc� dil birimlerine kar�� en sistemli, en etkili ve sonu� verici �a�l��ma Cumhuriyet d�neminde olmu�tur. T�rk�enin bilim dili h�line gelmesi d���ncesi, Cum�huriyet d�neminde ger�ekle�mi�tir. T�rk�e �zerine bilimsel �al��malar da Cumhuriyet d��neminde yo�unluk kazanm��t�r. Osmanl� devletinin son d�nemlerinde ortaya ��kan ve gi�de�rek artan dil tart��malar�, Cumhuriyet d�neminde de s�rm��t�r. T�rkiye Cumhuriyeti�nde dilin bir devlet politikas� h�line gelmesi ve bu alanda yap�lan at�l�mlarla T�rk�enin yeni bir evresi ba���lam��t�r. Y�llard�r tart���lan konular ve ��z�m bekleyen sorunlar, Cumhuriyet d�neminde Ata�t�rk��n �nce alfabe, daha sonra da dil alan�nda yapt��� devrimlerle ��z�lm��t�r. Ancak, T�rk��e �zerine yap�lan tart��malar bitmemi�tir. Dilde bug�n ula��lan noktay� iyi kav�ra�ya�bil�mek, Atat�rk��n Dil Devrimini ger�ek anlamda �z�mseyebilmek i�in Atat�rk��n dil konusundaki d���ncelerini ve yapt�klar�n� bilmek gerekir. ��te bu yaz�m�zda Atat�rk d�neminde T�rk�enin durumuna, T�rk Dil Kurumunun kurulu�una ve Atat�rk d�nemindeki �al��malar�na de�inece�iz. Atat�rk��n Dil Devrimine giden yolun anla��labilmesi i�in de k�saca Cumhuriyet �ncesi dil tart��malar�na, T�rk�enin durumuna ve T�rk�e konusundaki g�r��lere de k�saca yer ver�mek gerekir.
Tanzimat D�neminde T�rk�e �zerine D���nceler
XIX. y�zy�la gelinceye kadar birka� �air, yazar ve d���n�r d���nda pek fazla ki�inin dikkatini �ekmeyen dil ve alfabe konusu, Tanzimat ile birlikte en fazla tart���lan konulardan biri h�line geldi.
G�lhane Hatt-� H�mayunu�nun getirdi�i ilkeler aras�nda dil ve edebiyat ile ilgili herhangi bir ilke yoktu, ama bu belgede gerek ilkeler olsun, gerek bu ilkeler �zerine �rk veya mezhep ayr�m� g�zetilmeksizin kurulan d�zen olsun yeni bir ya�ama tarz� ve yeni bir toplum d�zeni getiriyordu. Osmanl� toplumunu bu anlay��a ve d�zene ula�t�racak ara� ise ulusal e�itim ve ulusal dildi. II. Mahmut d�neminde ba�layan e�itimde modernle�me Tanzimat d�neminde de s�rm��t�r (Karal 1985: 314).
Tanzimat, toplum ve devlet hayat�m�za getirdi�i yenilikler kadar, dilimize ve �zellikle edebiyat�m�za da yenilikler getirmi�, k�lt�r hayat�m�zda yeni bir ����r a�m��t�r. Edebiyat�m�z�n bu d�nemine ad�n� da veren Tanzimat, T�rk k�lt�r�nde Bat�ya y�neli�in ba�lang�c�d�r. Bat� uygarl���n�n etkisi de�i�ik alanlarda g�r�ld��� gibi dil alan�nda da kendisini g�stermi�tir. Dil alan�nda bat� uygarl���n�n etkisi ana hatlar�yla iki bi�imde g�r�l�r: Bat�daki milliyet�ilik ak�m�n�n ve halka y�nelmenin etkisiyle ana diline kar�� duyarl�l�k uyan�rken bir yandan da halk�n anlayaca�� dille yazmak amac�yla halk diline y�nelme d���ncesi yayg�nl�k kazanmaya ba�lam��t�r. Halka ula�man�n en etkili arac� da gazete idi. Bu sebeple gazeteler dilde de�i�imin ba�lat�c�s� oldu. Sade, yabanc� �gelerden ar�nm��, halk�n anlayaca�� T�rk�e, bir kere daha d���nce adamlar�n�n, sanat��lar�n halka hitap etmede kulland�klar� dil h�line geldi. T�pk� Anadolu�da T�rk yaz� dilinin kurulu�u s�ras�nda mutasavv�flar�n halka seslenebilmek i�in sade T�rk�eyi tercih etmesi gibi...
�iirlerinde konu�ma dilini kullanan �inasi, gazetesinde de halk diliyle halka sesleniyordu. Yaz�lar�nda Arap�a ve Fars�a s�zleri m�mk�n olduk�a az kullan�yor, k�sa c�mlelere yer veriyordu. Sade T�rk�e ile �iir yazmay� bile denemi�ti. Kaynaklarda ge�en ve halk a�z�nda ya�ayan atas�zlerini de derleyerek yay�mlayan �inasi, b�t�n bu �zellikleriyle Tanzimat d�neminde T�rk�enin sadele�mesi yolunda etkili bir ki�i olmu�tur. 1863�te yay�mlad��� Dur�b-� Ems�l-i Osmaniye, halk diline y�neli�in en g�zel �rne�idir. �inasi, bu atas�zlerinden kimilerini �iirlerinde ve yaz�lar�nda da kullanm��t�r.
Eserlerinde geli�me, vatanseverlik, �zg�rl�k, me�rutiyet, siyas� ba��ms�zl�k, e�itim, iktisat, Osmanl�c�l�k, �sl�mc�l�k gibi �ok �e�itli konular� sosyal d���nceler olarak ele alan Nam�k Kemal, T�rk dilinden �ok T�rk edebiyat�n�n sorunlar� �zerine e�ilmi�tir. Bu konudaki yaz�lar�nda dille ilgili d���nceleri de yer almaktad�r. Eskiden eserlerin y�ksek s�n�flar i�in ancak onlar�n anlayabilece�i dille yaz�ld���n� belirten Nam�k Kemal, Fars edebiyat�n�n etkisinde kalan eski edebiyat�m�z�n s�z s�s�ne kurban edildi�i d���ncesindedir.
Eski edebiyat� ele�tiren Nam�k Kemal, eski edebiyat�n dilinin kusurlar�na ve yetersizli�ine de de�inmi�tir. Tasv�r-i Efk�r gazetesinin 16 Rebi�l�hir 1283 (1866) tarihli 416. say�s�nda yer alan Lis�n-� Osman�nin Edebiyat� Hakk�nda Baz� M�l�hazat� �amildir ba�l�kl� yaz�s�nda �unlar� yazar:
��stanbul�da okuyup yazma bilenlerden dahi belki onda biri, sebk-i mar�f �zre yaz�lm�� bir k���ddan ve hatta k�fil-i hukuku olan kan�n-� devletten bile istif�de-i mer�ma kadir de�ildir. ��nki edebiyat�m�za �ark u garb�n birka� ecneb� lisan�ndan m�stear olan �iveler galebe ederek �tt�r�d-� if�deye halel vermi� ve edev�t � tabir�t � ifad�t� takrirden b�t�n b�t�n ayr�lm�� olan �sl�b-� tahrir ise baya�� bir ba�ka lis�n h�km�ne girmi�tir.�
Gazetenin ertesi g�nk� say�s�ndaki yaz�s�nda ise dilin �slah� konusundaki d���ncelerini ��yle �zetler:
�Evvel�: Kav��d-i lis�n�n m�kemmel surette tedvin � temhidi.
Saniyen: Kelimat�n isti�m�l-i um�m� dairesinde tahdidi.
Salisen: �ml� ve man�ca ecz�-y� lis�n beynindeki irtib�t-� surin�n ittih�d-� hakik� h�line gelecek kadar te�yidi.
Rabian: Rabt-� kel�m ve ifade-i meram �ivelerinin tab�at-� lis�na tatbikan tadil � tecdidi.
Hamisen: �fadenin h�sn-i tabi�sine hail olan k�lfetli sanatlardan tecridi.� (Levend 1972: 113-114)
Tanzimat edebiyat�n�n �ok y�nl�, se�kin ve �nde gelen �air ve yazarlar�ndan Ziya Pa�a, edebiyat�m�zla ilgili konularda Nam�k Kemal gibi d���nmekle birlikte, dil konusuna ondan daha fazla de�inmi�tir. T�rk dili konusunda �inasi�yle birlikte ba�layan g�r��leri savunmu�, yeni sanat ve yeni dil d���ncelerini i�lemi�tir.
��kt�k�a lis�n tabiat�ndan
Elbette d��er fesahat�ndan
diyerek dilin do�as�ndan ayr�lmas� durumunda do�ru ve g�zel kullan�l���n� kaybedece�i d���ncesine �iirinde yer vermi�tir.
Ancak, Ziya Pa�a�n�n dil konusunu ele alan en �nemli yaz�s� Londra�da yay�mlanan H�rriyet gazetesinin 7 Eyl�l 1868 g�nl� 11. say�s�nda yer alan �iir ve �n�a ba�l�kl� yaz�s�d�r. Yaz�s�nda �acaba bizim mensup oldu�umuz milletin bir lisan� ve �iiri var m�d�r, bunu �sl�h kabil midir ?� sorusunu soran Ziya Pa�a, eski edebiyat�m�za ait eserlerin dilinde ��te bir oranda bile T�rk�e s�z bulunmad���, bir i�i ifade ederken karma��k ifadeler kullan�ld���n�, bunu anlamak i�in s�zl�kler gerekti�i cevab�n� verir:
�M�n�eat-� Feridun ve asar-� Veys� ve Nergis� ve sair m�n�eat-� mutebere ele al�nsa i�lerinde ��te bir T�rk�e bulunmaz. Ve bir maslahat ifade ederken bed� � beyan fenleri kar��t�r�larak, ibraz-� bel�gat i�in �yle m��evve� ve m�tetabi��l-izafat ibareler yazm��lar ki Kamus ve Ferheng beraber olmad�k�a ve bir adam fenn-i meani ve adab-� Arabda kemal-i mahareti olduktan sonra �deta bir ders m�tal�a eder gibi bir �ok zamanlar sarf-� zihn etmedik�e manas�n� istihraca muktedir olamaz.�
Bu yaz�da, anla��lmaz ifadelerin yaz�lmas�n�n �h�sn-i kitabet� say�ld���n� belirten Ziya Pa�a, �ncelikle T�rk�e iml�n�n bilinmesi gerekti�i konusunu en ba�ta gelen kural olarak vurgulam��t�r.
Ziya Pa�a, ayn� yaz�s�nda yarg�lama s�ras�nda kar��la��lan durumu ��yle anlat�r: Sorgulanan ki�i, derdini bildi�i dille anlat�r, sorgu h�kimi s�ylenenleri birtak�m ibareler kullan�p araya da �oldu�undan�, �bulundu�undan� ve �olmakla�, �bulunmakla� s�zlerini s�k��t�rarak yaz�ya ge�irtir. Sorgu h�kimi yaz�lanlar� bir kere de sorgulanan ki�iye okur ve �Bunu sen s�ylemedin mi, getir m�hr�n� ve yoksa parma��n� bas.� der. Sorgulanan ki�i okunan �eyi Arap�a gibi dinleyip bir �ey anlamaz, ama �Efendiyi g�cendirmeyeyim.� diyerek m�hr�n� basar. Bu durumun nereye kadar uzand���n� Ziya Pa�a ��yle belirtir: ���te bu istintak-name g�h olur ki b��arenin idam�na kadar sebep olur. Belki onun dedi�i yolda yaz�lsa kurtulmak ihtimali bulunur.� (Levend 1972: 120)
Dilde T�rk��l�k hareketinin ilk izleri Ahmet Vefik Pa�an�n Lehce-i Osman��ye yazd��� �n s�zde g�r�l�r. Ahmet Vefik Pa�a, T�rk�enin tarih� derinli�i oldu�u kadar, konu�uldu�u geni� alanla da b�y�k dillerden biri oldu�unu vurgular. S�zl�kte asl� Arap�a ve Fars�a olan s�zlerin yan� s�ra T�rk�e k�kenli s�zlere de ayr� bir b�l�mde yer vermesi, Ahmet Vefik Pa�aya dilde T�rk��l�k d���ncesinin ilk temsilcilerinden biri olma �zelli�ini kazand�rm��t�r (Ak�ura 1978: 49).
Ali Suav�, bu d�nemde dil konusuna de�inen, dilin sadeli�i i�in u�ra�an ki�ilerin ba��nda gelir. Ali Suav�, �ncelikle kullan�lan dilin ad�n� sorgulayarak i�e ba�lar. Ali Suav�ye g�re lis�n-� Osman� terimi siyas� bir terimdir. Osmanl� s�z�, dilin ad�n� veremez. Do�rusu ise lis�n-� T�rk��dir, yani T�rk dilidir (Karal 1994: 56).
Ali Suav�, �stanbul�da ��karmaya ba�lad��� Muhbir gazetesinin 25 �aban 1283 (1867) tarihli ilk say�s�na yazd��� �n s�zde, kullan�lacak dilin ad� lisan olaca��n� belirtmektedir. Ad� lisan�dan kas�t herkesin anlayabilece�i dildir (Levend 1972: 115). 27 �evval 1283 (1867) g�nl� Muhbir�in 28. say�s�nda meslekta�lar�na gazetelerde kullan�lmas� gereken dil konusunda �u �nerilerde bulunur:
�Haydi ittifak edelim. Mesel� ��arab� diyecek yerde �ate�-renk� demeyelim, d�zce ��arab� diyelim vessel�m. Murad�m�z mesele anlatmakken ni��n halk� bir de ibare i�in d���nd�relim. Gazeteleri �stanbul�da avam lisan� olan T�rk�e ile yazal�m.�
1869�da Paris�te ��karmaya ba�lad��� Ul�m gazetesinde ise al�nt� s�zlerin �okluk bi�imlerinin kullan�lmas�n�n yabanc� dil kurallar�na g�re de�il de T�rk�enin kurallar�na g�re olmas�na dikkat �ekmi�tir: �Mesel� Arab�den �lim ve k�tib l�gatlerini al�p s�galar� gibi zabtetmi�iz, amma ceminde ketebe ve k�ttab ve ulema deme�e mecbur de�iliz; �limler, k�tibler diyebiliriz. D�nyada her lisan�n tabiat� dahi b�yle bizim lisan�m�z gibidir.� Ali Suav�nin al�nt� s�zlerin �okluk bi�imlerinin T�rk�e kurallara g�re kullan�lmas� d���ncesi daha sonraki Yeni Lisan hareketinde de dile getirilecektir.
Ali Suav�, bilim kitaplar�n�n da anla��lmaz dille yaz�ld���na dikkat �ekmekte, halk�n kulland��� dil ve terimlerle bunlar�n yaz�labilece�ini s�ylemektedir. T�rk�e s�zler yerine Arap�a ve Fars�a s�zler ve terimlerle dolu bu kitaplar�n herkes taraf�ndan anla��lamad���n� belirtmektedir. Herkesin bildi�i ve kulland��� �a��� s�z� yerine �telkih� s�z�n�n kullan�lmas�yla T�rk�e okuma yazma bilen ki�inin bu eserden yararlanamayaca��n� yazar. Bir bah��van kitab�n� okuyup anlamak i�in on be� y�l ��renim g�rmek �art m�d�r, diye soran Ali Suav�, �artt�r diyenlere de ��yle sorar: �O vakit bah��van kim olsun ?�
Mustafa Cel�lettin Pa�a da, Frans�zca olarak yazd��� kitapta T�rk�enin eskili�ini ve zenginli�ini i�leyerek ba�ka pek �ok dile kaynakl�k etti�ini, s�z verdi�ini �rnekleriyle ele alm��t�r. Mustafa Cel�lettin Pa�aya g�re T�rk�enin eski Yunancaya ve L�tinceye verdi�i s�zler �unlard�r: kap� > kapitol, s�z > sosciete, k�yl� > kailos, dam �ev� > domus, kol > colon, kafa > kefal, kandil > chandella; ordu > ordo, pili� > pulus, mini > minyon (Karal 1994: 67). Bug�n tarih� dil bilgisinin kurallar�na ayk�r� oldu�u kabul edilen bu �rnekler, o g�n i�in yerli ve yabanc� ayd�nlar�n g�z�nde T�rk dilinin bir �l��de de�er kazanmas�nda etkili olmu�tu.
Ahmet Midhat Efendi de Basiret gazetesinin 19 May�s 1288 (1871) g�nl� 636. say�s�nda T�rkistan�da konu�ulmakta olan T�rk�enin bizim dilimiz olmad��� gibi, Arap�a ve Fars�an�n da bizim dilimiz olmad���n� belirtir. Dilimizde T�rk�e ile birlikte Arap�a ve Fars�a k�kenli s�zlerin kullan�ld���n� belirten Ahmet Midhat, dilimizin bu dillerin d���nda da i�inde de olmad���n� s�yleyerek ��yle yazar: �T�rkistan�dan bir T�rk ve Necid�den bir Arap ve �iraz�dan bir Acem getirsek edebiyat�m�zdan en g�zel par�ay� bunlara kar�� okusak hangisi anlar? ��phe yok ki hi�birisi anlayamaz. Tamam i�te bunlardan hi�birinin anlayamad��� lisan bizim lisan�m�zd�r diyelim. Hay�r, onu da diyemeyiz. ��nk� o par�ay� bize okuduklar� zaman biz de anlayam�yoruz... Pekal� ne yapal�m ? Lisans�z m� kalal�m ? Hay�r, halk�m�z�n kulland��� bir lisan yok mu ? ��te onu millet lisan� yapal�m.�
Ahmet Midhat Efendi, tamlamalar�n Arap�a veya Fars�a kurallara g�re de�il T�rk�enin kurallar�na g�re yap�lmas�n�, Arap�a ve Fars�a �okluklar yerine de T�rk�e �okluk bi�iminin kullan�lmas�n� istiyordu: Z�mre-i �deb� yerine edipler z�mresi, hay�rl� �m�l yerine hay�rl� ameller denilmeliydi. Hele hele T�rk�ede g�vercin ve �r�mcek gibi s�zler dururken kebuter ve ankebut demenin hi� gere�i yoktu.
T�rk s�zl�k��l�k tarihinde �nemli bir yeri olan �emsettin Sami de T�rk�enin sadele�mesi �zerine �al��m��, yaz�lar�nda bu konuyu �nemle i�lemi�tir. �emsettin Sami, 1303�te bu konuda ilk eser olan Lisan�� yay�mlam��t�r. Dil konusunda d���ncelerini ortaya atmadan �nce ��karmaya ba�lad��� Sabah gazetesinde 12 Sefer 1293 (1876) g�nl� ilk say�s�nda gazetenin dili �zerine �unlar� yazar:
���r�t-� l�z�meyi cami olan bir gazeteden olunacak istifadenin um�m� olmas� iki �eye m�tevakk�ft�r: Birincisi herkesin anlayabilece�i bir lisanla ve usan� vermeyecek surette muhtasar yaz�lmak; ikincisi herkesin s�huletle alacak kadar ucuz olmak.�
Dil konusundaki as�l d���ncelerini Hafta dergisinde a��klamaya ba�layan �emsettin Sami, konu�ulan dilin ad� �zerinde de durur:
�As�l bu lisanla m�tekellim olan kavmin ismi �T�rk� ve s�yledikleri lisan�n ismi dahi �lis�n-� T�rk�dir. C�hel�-y� av�m indinde mezm�m addolunan ve yaln�z Anadolu k�yl�lerine �tlak edilmek istenilen bu isim, intisab�yla iftihar olunacak bir b�y�k �mmetin ismidir.�
�emsettin Sami, T�rk ad�n�n �Adriyatik denizi sevahilinden �in hududuna ve Sibirya�n�n i� taraflar�na kadar m�nte�ir olan bir �mmet-i az�menin unvan�d�r.� diyerek T�rk d�nyas�n�n s�n�rlar�n� belirtir. Arap�a vakit ile T�rk�e �a� s�zlerinin bir de�erlendirmesini yapan �emsettin Sami, dilimizin �ivesine �a� s�z�n�n vakit s�z�nden daha uygun oldu�unu ve kula��m�za daha m�l�yim geldi�ini yazarak kendi eski h�rkas� ile s�slenmek, i�reti h�rka istemekten daha iyidir anlam�ndaki bir Fars�a beyitle yaz�s�n� bitirir (Levend 1972: 134).
Bu d�nemde dil ile ilgili tart��malar�n yan� s�ra yaz� ile ilgili tart��malar�n da yap�ld���n� g�rmekteyiz. Arap yaz�s�n�n T�rk�eyi ifade etmekteki yetersizli�ine ilk kez de�inen M�nif Efendi (sonradan Pa�a)�dir. 12 May�s 1862 g�n� kurucu �yesi oldu�u Cemiyyet-i �lmiyye-i Osm�niyye�de bir konu�ma yapan M�nif Pa�a Arap yaz�s�yla T�rk�e yazman�n zorluklar�na de�inmi� ve �˫ yaz�l���n�n ��, ��u� yaz�l���n�n ise alt� farkl� okunu� bi�imi bulundu�unu s�ylemi�tir. Avrupa�da en fazla otuz-k�rk harfle kitap, gazete, dergi bas�l�rken, Osmanl� yaz�s�yla bir kitap bas�labilmesi i�in hat t�rlerine g�re say�s� y�zlerle ifade edilen harflere, �ekillere ihtiya� oldu�unu s�yler. S�z gelimi nesih hatt�yla bir kitab� dizmek i�in 500 harf ve �ekil gerekmektedir. Talik yaz�s�yla bir kitab� dizebilmek i�in ise bunun birka� kat� i�arete, harfe ihtiya� vard�r. M�nif Pa�a s�ralad��� zorluklardan sonra ��z�m i�in iki �neride bulunur. Birinci �neri Arap harflerinin harekeli olarak yaz�lmas�d�r. Harekeli yaz�n�n zorluklar�n� da dile getiren M�nif Pa�a, as�l �nerisinin harfleri biti�tirmeden yazmak oldu�unu s�yler. L�tin alfabesinde oldu�u gibi Arap alfabesindeki harfleri birbirine biti�tirmeden yazman�n sorunu ��zece�ini belirtir (�im�ir 1992: 20-21). Bu d���nce daha sonra Enver Pa�a taraf�ndan �nerilecek, hatta bir yaz� d�zeni de geli�tirilecektir.
T�rk d�nyas�nda kullan�lan alfabenin �slah� �zerine ilk cidd� giri�im Azerbaycan�dan gelir. Mirza Fethali Ahundzade 1863�te �stanbul�a gelerek alfabe �zerine haz�rlad��� �al��may� Sadaret makam�na verir. Mirza Fethali Ahundzade�nin tasar�s� buradan Cemiyyet-i �lmiyye-i Osm�niyye�ye g�nderilir. Mirza Fethali Ahundzade, Cemiyet ba�kan� M�nif Efendinin �a�r�s� �zerine Cemiyette bir konferans verir. Bir hafta sonra Mirza Fethali Ahundov�un yoklu�unda toplanan Cemiyet, Arap harflerinin T�rk�eyi yazmaya elveri�li olmad���, d�zeltilmesi gerekti�i yolunda karar alm��t�r. Ancak Sadaret makam�na g�nderilecek olan 6 A�ustos 1863 tarihli yaz�da Mirza Fethali Ahundov�un �nerisinin kabul edilemez oldu�u belirtilecektir (�im�ir 1992: 22).
Yaz� sorununa �inasi, Nam�k Kemal, Ali Suav� gibi Tanzimat ayd�nlar� da kat�lm��lard�r. �inasi, Arap harflerinin bas�mda ya�att��� g��l�kler kar��s�nda yeni harfler ve noktalama i�aretleri d�kt�rtm��, uygulad��� sistemle bask� sisteminde yakla��k 400 olan i�aretleri 112�ye indirmi�ti. Ali Suav� Ul�m gazetesindeki yaz�lar�nda Arap alfabesinin kusurlar�na de�inmi�ti. Nam�k Kemal de alfabe sorununa de�inmi�tir. Ancak �inasi de, Ali Suav� de, Nam�k Kemal de alfabenin de�i�tirilerek L�tin yaz�s�n�n kabul�n� hi� d���nmemi�lerdir (�im�ir 1992: 23). Hatta alfabe konusunda �ran El�isi Melkum Han ile tart��maya giri�en Nam�k Kemal, L�tin harflerinin al�nmas�na kar�� oldu�unu yazm��t�r. Ba�ka yazarlar�n da yaz�lar�yla kat�lmalar�yla tart��ma geni�lemi�tir. Tart��malar izleyen d�nemlerde de s�recektir.
Me�rutiyet d�neminde T�rk�enin a��zlar�
Osmanl� devletinin son d�nemlerinde ba�layan dil tart��malar�, ger�ekte y�zy�llard�r ya��a�nan bir sorunla T�rk ayd�nlar�n�n y�zle�mesidir. Osmanl� devletinde dil sorunu ilk defa en cid�d� bi�imde, Kanun-� Esas�nin haz�rlan���nda ve Heyet-i Mebusan�da (Birinci Meclis-i Me�bu�san) resm� makamlar�n g�ndemine gelmi�ti. Devletin b�nyesine yeni bir kurum olarak ka�t��la�cak Heyet-i Mebusan, �lkenin de�i�ik y�relerinden gelecek mebuslardan olu�acakt�. �� k��ta�ya yay�lm�� bulunan Memalik-i Devlet-i Osmaniye�nin farkl� uluslardan olu�an tebaas�n� tem�sil edecek bu mecliste farkl� dilleri konu�an insanlar�n bulunaca�� muhakkakt�. Farkl� dil�le�ri konu�an mebuslar�n mecliste nas�l anla�aca��, yasama i�levini hangi dille yerine ge�ti�re�cek�leri �nemli bir sorundu. Bu nedenle, Kanun-� Esas� haz�rlan�rken 18. ve 68. maddeler dev�le�tin diline ayr�ld�. Kanun-� Esas�nin 18. maddesinde �Tebaa-i Osm�niyenin hidem�t-� dev�let��te istihdam olunmak i�in devletin lis�n-� resm�si olan T�rk�eyi bilmeleri �artt�r.� (Kili 1982: 11) denilerek hem devletin resm� dilinin T�rk�e oldu�u belirtiliyor, hem de devlet kadrolar�nda g�rev ala�cak ki�ilere T�rk�e bilme �art� getiriliyordu. Heyet-i Mebusan�a kimlerin se�ilemeyece�i de 68. maddede s�ralan�rken �...salisen T�rk�e bilmeyen...mebus olamaz� denilmektedir (Kili 1982: 18). Bu mad�denin son c�mlesi, d�rt y�l sonra yap�lacak se�imlerde mebus ola�bil�mek i�in T�rk�e oku�mak ve yazmak �art� aranaca�� �u c�mleyle belirtilir �D�rt seneden sonra icra olunacak intihaplarda mebus olmak i�in T�rk�e okumak ve m�mk�n mertebe yazmak da�hi �art olacakt�r.� (Kili 1982: 18).
Heyet-i Mebusan i�te bu ortamda a��l�r. Ancak, daha ilk g�nden dil sorunu bu defa farkl� bir boyutuyla ortaya ��kar. Osmanl� devletinin de�i�ik b�lgelerinden gelen mebuslar T�rk�e ko��nu�maktad�r, ama her mebus kendi y�resinin a�z�yla hitap etmektedir. Konu�ulanlar an�la����la�mamakta, mebuslar birbirinin konu�mas�n� alaya almaktad�r. En zor durumda kalanlar da top�lant� tutana��n� tutmakla g�revli k�tiplerdir. K�tipler konu�ulanlar� anlayamad�klar� i�in Ah�met Midhat Efendi, mebuslar�n s�zlerini yaz� diline �evirerek tutanak tutmakla g�rev�len�di�ri�lir. Tart��malar�n �ok �iddetli ge�ti�i oturumlardan birinde mebuslar�n konu�malar�n� tuta�na��a ge�en Ahmet Midhat Efendi, bu zor i�e daha fazla dayanamayarak bay�l�r. Bunun �zerine top�lant�ya ara verilir. �stanbul sokaklar�nda da durum farks�zd�r. �stanbul�da ya�ayan halk, �s�tan�bul d���ndan gelen mebuslar�n konu�malar�yla; mebuslar da �stanbullular�n konu�malar�yla alay etmektedir (Karal 1994: 61). Devletin ileri gelenleri ilk defa b�ylesine bir dil sorunuyla kar�� kar��ya kal�m���lard�r.
Heyet-i (Meclis-i) Mebusan��n kapat�lmas�ndan sonra sans�r�n uyguland��� �stibdat d�nemi ba�lad�. Pek �ok konunun ele al�nmas� yasakland��� i�in y�netimin tehlikeli saymad��� dil ve alfabe konusu en fazla tart���lan konular oldu. Bas�nda daha �nce ve daha sonralar� �rne�i g�r�lmeyen ve g�r�lmeyecek olan tart��malar ba�lad�. Terc�man-� Hakikat, Ceride-i Havadis ve Vakit gazeteleri iki y�l s�resince bu konulardaki tart��malara yer verdi. Tart��maya kat�lanlar aras�nda Recaizade Ekrem�den Ahmet Mithat Efendiye, Hac� �brahim Efendiye kadar pek �ok ki�i bulunuyordu. L�tin harflerinin al�nmas�na kar�� g�r��ler ileri s�recek olan Hac� �brahim Efendi, d���ncelerini Tarik gazetesindeki yaz�lar�yla dile getiriyordu. T�rk�enin sadele�mesi konusunda Arap�a ve Fars�a s�zlerin tasfiyesine kar�� ��kan Hac� �brahim Efendi �nl� �vav harfi� tart��mas�n�n ��kmas�na da yol a�m��t� (Levend 1972: 135). Tart��malara Sultan Abd�lhamit de kat�lm��t�, ancak Sultan Abd�lhamit�in d���ncesi farkl�yd�. Sultan Abd�lhamit, Arap�an�n resm� dil olmas�n� bile bir zamanlar teklif etmi�ti:
�Arap�a g�zel lisand�r, ke�ke eskiden resm� dil Arap�a kabul olunsa idi. Hayrettin Pa�an�n sadrazaml��� zaman�nda Arap�an�n resm� dil olmas�n� ben teklif ettim. O zaman Sait Pa�a ba�k�tip idi, direndi. �Sonra T�rkl�k kalmaz� dedi. O da bo� l�f idi. Neden kalmas�n ? Aksine Araplarla daha s�k� ba�lant� olurdu...�
Bu d�nemde yap�lan dil tart��malar� resm� yaz��ma dilinin sadele�tirilmesi, alfabenin d�zenlenmesi, T�rk�enin Arap�a ve Fars�a unsurlardan temizlenerek ba��ms�z bir dil durumuna getirilmesi konular�nda yo�unla�m��t�. Sadrazam Sait Pa�a, resm� yaz��ma dilinin yaln�z yazarlar�n tart��malar�yla d�zenlenemeyece�ini, bu konuda h�k�met�e gayret g�sterilmesi gerekti�ini �ne s�rerek uzun c�mlelerin k�salt�lmas�n�, gereksiz edat ve deyimlerin b�rak�lmas�n� buyurmu�tu (Karal 1994: 62).
Tart��malar s�ras�nda T�rk�ecileri su�layanlar, teknolojik geli�meyle elde edilen bulu�lara yeni ad vermek i�in dilin sadele�tirilmesini kabul etmiyorlar, yeni bulu�lara Avrupal�lar�n Yunanca veya L�tinceden s�zler aktarmalar� gibi bizim de Arap�adan s�zler alabilece�imizi s�yl�yorlard�. L�stik Sait, �zellikle Hac� �brahim Efendinin dili dine pe�ke� �ekmesine ve �Arap�a olmadan diyanet olmaz� s�z�ne 12 Ramazan 1299 g�nl� Terc�man-� Hakikat gazetesinin 1115. say�s�nda ��yle kar��l�k veriyordu:
��sl�m dini bize Tanr�dan geldi... Hi� Arap�a bilmeyen Bo�nak ve Arnavutlar da M�sl�mand�r. Din ve iman denilen manev� keyfiyet, dil denilen �eyden tamamen ayr�d�r. D��mana g���slerini geren bunca M�sl�man �ocu�u Arap�a kuvvetiyle mi sava�t�lar ?�
Bu tart��malar i�erisinde dil konusunu ulusla�ma a��s�ndan ele alan ilk ayd�nlardan biri de Ahmet R�za�d�r. Ahmet R�za, bir ulusun varl��� ve devam�n�n, dilinin olu�mas�na ve ya�amas�na ba�l� oldu�u g�r���n� ileri s�rer. T�rklerin Arap�a ve Fars�a ��renmekten bilim ��renmeye vakit bulamad���n� da belirten Ahmet R�za, bu y�zden y�ksek okuldan diploma alarak ��kan pala b�y�k bir T�rk�n bilgisinin Avrupa�da on be� ya��ndaki bir �ocu�un bilgisi d�zeyinde olmad���n� s�yler (Karal 1994: 69).
Servet-i F�nun Edebiyat�nda T�rk�e
Haftal�k Servet-i F�nun dergisi etraf�nda toplanan gen� ku�a��n olu�turdu�u topluluk, o zamanki anlay��la sanat i�in sanat yapmak d���ncesindeydiler. �nce bir zevk ve d�zg�n bir teknikle g�zeli aramaya ba�layan Servet-i F�nuncular, bu sanat i�in bir ba�ka �sl�ba, bir ba�ka dile gerek duymaktayd�lar. D�z yaz�da Halit Ziya U�akl�gil, �iirde ise Tevfik Fikret Servet-i F�nun dilinin ustas� oldular. Servet-i F�nuncular�n dilde meydana getirdikleri �zellikler ��yle s�ralanabilir:
1. S�zl�klerden pek �ok eski s�z� bulup dillerine ald�lar. Bunlar�n bir b�l�m� o d�nemde yay�l�p tutunurken, bir b�l�m� de tutunmad�. Cenap �ahabettin�in s�zl�klerden bulup ��kard��� nahc�r �av� s�z� yayg�nla�mazken, garam, �egaf, tiraje gibi s�zler o d�nemde tutundu ve be�enilerek kullan�ld�.
2. Arap�a k�klerden yeni t�retmeler yapt�lar: Kamer�den mukmir, �ems�ten m��emmes, kevkeb�den m�kevkeb...
3. Kimi bilim terimlerini edeb� dile soktular: �ehik, imtisas, ke�s...
4. Eski s�zlerden, hatta o zamana dek hi� kullan�lmayan s�zlerden yeni tamlamalar yapt�lar: Havf-� siy�h; inkis�r-� hay�l...
5. Tamlamalarda de�i�ikli�i sa�lamak i�in yeni birle�ik s�fatlar (vasf-� terkib�) yapt�lar: Teh�-baht, ebed-zinde, sem�-karin...
6. O zamana dek dilimizde olmayan kimi deyimleri de Frans�zcadan �evirerek dile yerle�tirdiler: El s�kmak, dest-i izdivac� talep etmek, hayat ya�amak...
Servet-i F�nuncular�n dile getirdikleri bu yenilikler bir gereklili�in veya bir zorunlulu�un eseri de�il, bir heves ve bir iste�in �r�n�yd�.
Bu d�nemde de dilde sadele�me tart��malar� s�rm��t�r. Servet-i F�nuncular�n dile getirdikleri yenilikler de tart��malara yeni bir boyut getirmi�tir. Servet-i F�nunculara kar�� ��kanlar dili bozduklar� su�lamas�n� getiriyorlard�. �inasi ile birlikte ba�layan sadele�me hareketi, edeb� dilde Servet-i F�nuncularla birlikte yeniden s�sl� ve �zentili dile d�n��meye ba�lam��t�. Servet-i F�nun hareketi ayn� zamanda Edebiyat-� Cedide �Yeni Edebiyat� olarak da adland�r�l�yordu ama kulland�klar� dil yine eski dile, Arap�a ve Fars�a al�nt�larla dolu dile dayan�yordu.
Terc�man-� Hakikat�te Sadeli�e �ltizam Edelim ba�l�kl� bir yaz� yazan Ahmet Midhat Efendinin d���ncesini destekleyenler oldu�u gibi bu d���nceye kar�� ��kanlar da oldu. Necip As�m, �kdam gazetesinde Ahmet Midhat Efendinin d���ncesini destekleyen yaz�lar yazarken; M�stecabizade �smet de Musavver Mal�mat�ta Ahmet Mithat Efendiye ve Necip As�m�a kar�� gelen cevaplar veriyor, onlar� ele�tiriyordu. Tart��malar i�erisinde Arap�a ve Fars�an�n Osmanl� T�rk�esindeki yeri de ele al�nm��, Arap�as�z T�rk�e olamayaca�� g�r��� �bn�lemin Mahmut Kemal, Ali Kemal gibi yazarlarca dile getirilmi�tir. Ahmet Midhat Efendi, �emsettin Sami ve Necip As�m Servet-i F�nun d�neminde T�rk�ecilik hareketini s�rd�rm��lerdir.
Bu tart��malar� biraz da k���mseyerek izleyen Servet-i F�nuncular�n ileri gelenlerinden Tevfik Fikret, 1 Nisan 1315 (1899) g�nl� Servet-i F�nun dergisinin 422. say�s�nda yay�mlanan Tasfiye-i Lis�n ba�l�kl� yaz�s�nda ��yle yazar:
�... lisan nas�l tasfiye edilecek ? Osmanl�can�n y�zlerce seneden beri al��m�� oldu�umuz Arab� ve Fars� kelimelerini, terkiplerini kald�rarak yerine T�rk�elerini koymak suretiyle mi ? Bu epeyce bir zaman i�in tevl�d-i garabet � m��kil�t etmekten ba�ka bir �eye yaramaz... �imdi ne yapaca��z ? S�rf T�rk�e mi yazaca��z ? Zannetmem ki bu m�mk�n olsun; olsa bile h�l� ihtil�f�ndan �ik�yet etti�imiz lis�n-� tekell�m ile lis�n-� tahririmiz yine ittihat edemeyecektir, ��nk� o zaman da yazaca��m�z T�rk�e kelimeleri, tekell�m etti�imiz lisandan de�il, bize Arab� ve Fars�den daha uzak bir menba-� metr�kten alaca��z.�
Halit Ziya da Servet-i F�nun�un 428. say�s�nda Karilerime Mektuplar ba�l�kl� yaz�s�nda sadele�me �al��mas� s�ras�nda T�rk�esi bulunan Arap�a, Fars�a s�zlerin dilden ��kar�lmas� durumunda kar��la��lacak durumu �u s�zlerle anlat�yor:
�Deniyor ki fazla lugat-� Arabiye ve Farsiyeyi atal�m. Mesel� �g�k� varken �sema� ni�in kals�n ? Semay� kald�r�yoruz., �semav�t, s�m�v, semav� bittab� beraber gidecek. Biraz m�nakka� biraz m�zeyyen bir c�mle aras�nda �sahar�-i semav�t, s�m�vv-i cenab, nazar-� semav� diyemeyece�iz �g�klerin k�rlar�, �z ululu�u, g�k bak��� diyece�iz. Naho� ! Fakat zarar yok madem ki �sema�y� ortadan kald�rd�lar, yerine �g�k� diktiler, bu b�y�k muvaffakiyet say�lacak. Sonra �hava, r�zg�r, feza, esir, nesim, cev, felek� i�in birer T�rk�e mukabil bulunacak, bunlar� hep ��renece�iz.�
Bu sat�rlar�n yazar� Halit Ziya, y�llar sonra ge�mi�in bir de�erlendirmesini yapacak ve d���ncelerini ��yle de�i�tirecektir:
�S�s merak� bize neler yapt�rm��, ne man�s�z, ne sebepsiz iptil�lara yol a�m�� ! Bug�n�n tel�kkisiyle bunu izah etmek olduk�a zor bir i�... �Bir mehd-i ga�y-aver-i h�lya�, nig�h-� m�ceff� m�ncemidiyle hadaret-i m�temevviceyi�, �zevk-� bedayi-perest�-i sanatk�rane� ... sanki T�rk�eden ne kadar uzakla��l�rsa o kadar h�ner g�sterilmi� olacak vehmiyle bu garibeleri icat etmek i�te o zaman�n bir illeti idi...�
�te yandan �kdam gazetesinde yer alan kimi yaz�larda dildeki Arap�a, Fars�a k�kenli s�zlerin at�larak yerlerine �z T�rk�e s�zler konulmas� yolunda yaz�lar yay�mlan�yordu. Necip As�m da bu gazetede �z T�rk�e s�zlerle yaz� yazmay� denemi�ti, ancak daha sonraki yaz�lar�nda tasfiyeci olmad���n� a��klamak zorunda kalacakt�. Ziya G�kalp�a g�re bu d�nemdeki tasfiyecilerin �nde gelen ki�isi Fuat Raif (K�seraif) idi. G�kalp, tasfiyecilerin halk diline ge�mi� Arap�a, Fars�a s�zleri dilden ��karma iste�inde oldu�unu belirterek, bu d���ncenin lideri durumundaki Fuat Raif ile g�r��mesini anlat�r. Fuat Raif, halk diline ge�mi� Arap�a, Fars�a k�kenli s�zlerin T�rk�e say�lmas� g�r���ne kat�lmakta, ancak edatlar�n kullan�l���nda T�rk�e k�kenli edatlar�n (eklerin) tercih edilmesi konusunda �srar etmektedir. Fuat Raif Beye g�re T�rk�enin her t�rl� eki ile yeni kelimeler yap�labilece�i gibi, K�rg�zcadan, �zbek�eden, Tatarcadan al�nacak eklerle yeni s�zler t�retilebilece�i d���ncesindedir. Gerekti�inde yeni ekler de yarat�labilmelidir. Ziya G�kalp, bu d���nceler do�rultusunda, daha �nce tasfiyecilik konusunda yazd��� yaz�lar� d�zeltmek gerekti�ini belirtir. Ancak, Fuat K�seraif�in ve �kdam gazetesindeki a��r� �zle�tirmeci birka� yazar�n ba��n� �ekti�i tasfiyecilik ak�m� tamamen ba�ar�s�z olacakt�r. B�ylesine k�kl� ve kesin de�i�iklikler i�eren giri�imlerin vakti hen�z gelmemi�ti.
Ayn� d�nemde, bir yanda sadele�me, bir yanda tasfiyecilik, bir yanda Arap�a, Fars�a s�zleri yayg�n bi�imde kullanma d���nceleri ileri s�r�l�rken di�er yandan da Arap�a ve Fars�a al�nt� s�zlerin T�rk�ede kullan�ld�klar� bi�imde de�il de asl�na uygun bi�imlerde yaz�lmas� ve s�ylenmesi gerekti�inin savunuldu�u bir ba�ka d���nce daha ortaya ��km��t�. �Fesahat�iler� ad�yla an�lan bu d���ncedekiler, y�llard�r T�rk�ede kullan�l�rken T�rk�enin ses ve bi�im �zelliklerine uymu� s�zlerin �zg�n bi�imleriyle kullan�lmas� gerekti�ini yaz�lar�nda i�liyorlard�. Fesahat�ilere g�re i�tah dememeli i�tiha denmeliydi. Beyhude yerine bihude, beynamaz yerine binamaz, terc�me yerine de terceme kullan�lmal�yd�. Fesahat�iler, bu t�r kullan��lar� �galat� say�yorlar, Arap�a ve Fars�a s�zlerin as�llar�nda oldu�u gibi kullan�lmas�n� istiyorlard�. Fesahat�iler, al�nt� s�zlerin T�rk�ede kazand�klar� anlamda kullan�lmas�na da kar��yd�. Arap�ada g�z ucuyla bakmak anlam�nda kullan�lan iltifat s�z�n�n T�rk�ede kazand��� anlamla kullan�lmas� fesahat�ilere g�re yanl��t�. Fesahat�ilerin bu tavr�n� Ziya G�kalp ��yle anlat�r: ��ltifat kelimesi lisan�m�zda ba�ka m�nayad�r denildi. ��yle �ey olmaz, Arap�a Acemce kelimeler bizim lisan�m�zda kadim asaletlerini ve fesahatlerini muhafaza edeceklerdir. Avam�n cehaletle yapt��� tahriflere galatat denilir. Bunlar�n hepsini terk ederek kelimelerin fasih �ekillerine r�cu etmek l�z�md�r� diye cevap verildi.�
Bu tart��malar�n s�rd��� bir ortamda, Mehmet Emin�in sade bir T�rk�eyle yazd��� Cenge Giderken ba�l�kl� �iiri b�y�k bir yank� yaratt�. 1897 Yunan sava�� dolay�s�yla yaz�lan bu �iir, edebiyatta oldu�u kadar dilde de yeni bir ak�m�n ba�lang�c� olacakt�:
Ben bir T�rk��m dinim cinsim uludur
Sinem �z�m ate� ile doludur
�nsan olan vatan�n�n kuludur
T�rk evl�d� evde durmaz giderim.
Mehmet Emin Yurdakul�un �Yurdumun ko� yi�itlerine� diyerek T�rk askerine ithaf etti�i bu �iir, daha sonraki y�llarda ba�layacak olan Yeni Lisan hareketinin merkezi Sel�nik�te yay�mlanan As�r gazetesinde ��km��t�. Bu yepyeni bir geli�meydi. Y�llard�r tart���lan dil, �l��, �sl�p, deyi� gibi �e�itli sorunlar bir anda ��z�lm��t�. Arap�a, Fars�a tamlamalar, s�zler olmadan T�rk�e de�il yazmak, konu�mak bile m�mk�n de�ildir diyenlere verilmi� bir kar��l�kt�. D���nce a��s�ndan da yenilikler ta��yordu bu �iir: Osmanl�l�k d���ncesinin h�kim oldu�u bir zamanda Mehmet Emin Yurdakul bu �iirinde T�rkl��� ile �v�n�yordu.
Mehmet Emin Yurdakul�un bu �iiri edebiyat ve d���nce d�nyas�nda �vg�yle kar��land�. �airin bu tarz �iirlerinin yer ald��� T�rk�e �iirler adl� kitab� 1900 y�l�nda ��kt�. Bu �iir tarz�n� �rnek alan pek �ok �iir yay�mland�. K�r�m T�rklerinin tan�nm�� ayd�n�, yazar� ve d���nce adam� Gasp�ral� �smail Bey bile bu �iirden etkilenmi� ve Mehmet Emin�e kutlama yaz�s� yazm��t�. Gasp�ral� �smail Beyin, Mehmet Emin�e yazd��� yaz�da �iirin dilini �v�yor ve b�t�n T�rk d�nyas�nda anla��lacak bir dil kulland���n� belirtiyordu:
��iirlerinizi Edirne, Bursa, Ankara, Erzurum T�rkleri anlay�p lezzetle okuyacaklar� gibi, Tiflis, Tebriz, �irvan, Horasan, T�rkistan, K��gar, De�t-i K�p�ak, Sibirya, Kazan ve K�r�m T�rkleri de okuyacaklard�r. Bu �erefe Nef�� ve Nabi nail olamad�lar. K�rk elli milyonluk ve otuz as�rl�k bu �leme ilk �nce bir ka��k o�ul bal�n� yediren siz oldunuz ki, size �eref bize saadettir.�
Dil �zerindeki bu tart��malar�n ve T�rk�e �iirler�in etkisiyle T�rk��l�k ak�m� da geli�meye ba�lad�. Bu nedenle T�rk��l�k tarihinde T�rk�ecilik �nemli bir yer tutar. T�rk��l�k hareketi �nce dilde T�rk��l�k olarak kendisini g�sterir. Osmanl� devletinde farkl� uluslardan insanlar�n ya�ad��� bir d�nemde T�rk��l�k hareketi ba�lamadan �nce T�rk�ecilik hareketi ba�lam��t�.
Bir yandan da T�rk�e �zerine �al��malar artarak s�r�yordu. Orhon b�lgesinde bulunan yaz�tlar�n kimlerin eseri oldu�u �zerine bat�da ara�t�rmalar yap�l�rken Danimarkal� T�rkolog V. Thomsen, 1893�te yaz�tlar�n alfabesini ��zm�� ve Orhon vadisindeki bu yaz�tlar�n T�rklere ait oldu�unu bilim d�nyas�na duyurmu�tu. Y�llard�r Arap�an�n, Fars�an�n etkisinde kalan ve avam dili diyerek hor g�r�len T�rk�enin yaz� dili tarihi birden bire 1200 y�l �ncesine uzanm��t�. T�rk�enin binlerce y�ll�k ge�mi�i oldu�u art�k yaz�l� kaynaklarla da ortaya ��k�yordu. Bu bulu�, T�rk ayd�nlar� aras�nda b�y�k ilgi uyand�rd�. T�rk�ecilik ve T�rk��l�k hareketlerinin artarak geli�mesini sa�lad�.
T�rk ayd�nlar� �zerinde etkisi olan �eyh Cemalettin Afgan�, �rk� t�pk� Alman filologlar� gibi dil birli�i ile tan�ml�yordu. Bu bak�mdan da dile, dil zenginli�ine ve dil temizli�ine, yani terimlerin s�zlerin tamam olmas�na ve ayn� zamanda dilin b�t�n bireylerce anla��lacak bi�imde olmas�na �nem veriyordu. Afgan�, insan�n dinini de�i�tirebilece�ini, ama ana dilini ve �rk�n� de�i�tiremeyece�ini s�yl�yor, bu y�zden de dili �rk ile birlikte ba� s�raya yerle�tiriyordu. 1897�de �stanbul�da �len �eyh Cemalettin Afgan� �rk b�t�nl���n�n korunmas�n� dil birli�inin korunmas�na ba�l�yordu:
�Lisans�z cemiyet olmaz, b�t�n sosyal tabakalar ve s�n�flar�n ifade ve istifadesini temin etmeyince de bir lisan meydana gelmez... �nsan� birbirine ba�layan iki ba� vard�r: Biri dil birli�i, di�er bir deyimle �rk birli�i, ikincisi din. Dil birli�inin, yani �rk birli�inin d�nyada beka ve sebat� hi� ��phe yoktur ki dinden daha devaml�d�r. ��nk� az bir zamanda de�i�mez. H�lbuki tek bir dil konu�an �rk� g�r�r�z ki bin y�ll�k bir m�ddet zarf�nda dil birli�inden ibaret olan �rka bir bozulma s�z konusu olmad��� h�lde, iki �� defa din de�i�tiriyor... Belirli bir �rka mensup olan �e�itli tabakalar�n ifade ve istifadesini temin edemeyen bir dil, o �rk�n b�t�nl���n� koruyamaz.�
�eyh Cemalettin Afgan�, �rk esas� �zerine kurulacak birliklerin yapmalar� gereken ilk i�in dillerin geni�letilmesi, zenginle�tirilmesi oldu�unu belirtmektedir. Ana dilinin geli�tirilmesi, geni�letilmesi i�inin bilginlerin g�revi oldu�una de�inen Afgan�, dilin yeterli olmamas� durumunda ba�ka dillerden s�z alabilece�ini, ancak gerekli s�zlerin al�nmas� gerekti�ini s�yler. Bu durumda Afgan�nin bir de �art� vard�r: �... kelimeleri kendi dillerinin kisvesine sarmak �artt�r; o kadar ki yabanc� olduklar� anla��lmas�n...�. Afgan�nin dil konusundaki bu g�r��lerinden etkilenen ki�ilerden biri de Mehmet Emin Beydir. Mehmet Emin Yurdakul, gen� ya�lardayken, �eyh Cemalettin Afgan�nin Ni�anta���ndaki kona��na s�k gidip geldi�i bilinmektedir.
T�rk�ecilik ve T�rk��l�k ak�m�n�n ilk temsilcilerinden Necip As�m (Yaz�ks�z) Bey, dil ve tarih alanlar�ndaki �al��malar�n� Orhon yaz�tlar� ve bu yaz�tlarda kullan�lan yaz� �zerine yo�unla�t�rd�. 1895�te Ural-Altay Lisanlar� adl� eserini, 1897�de de En Eski T�rk Yaz�s� adl� eserini yay�mlad�. Necip As�m��m Orhon yaz�tlar�yla ilgili eseri, daha sonra 1914�te yay�mlanacakt�r. Osmanl�dan �nceki T�rk tarihini ele alan ve inceleyen T�rk Tarihi adl� eseri de 1898�de yay�mlanm��t�r. Necip As�m Bey, bu �al��malar�n�n yan� s�ra T�rk�enin Arap�a ve Fars�a etkisinden kurtulmas� gerekti�ini daima dile getirdi.
1882-1883�te Kamus-� Fransev��yi, 1888-1899 y�llar�nda da Kamus��l-�l�m�� yay�mlayan �emsettin Sami, haz�rlad��� b�y�k s�zl��e Kamus-� T�rk� ad�n� vermi�ti. 1899-1901 y�llar�nda yay�mlanan Kamus-� T�rk�, Osmanl� devletinde konu�ulan dilin ad�n�n T�rk�e oldu�u, s�zl���n�n de ad�n�n T�rk�e olmas� gerekti�ini vurguluyordu. T�rk�enin Osmanl�dan �nce de var oldu�u, k�klerinin derinlere uzand��� s�zl���n giri�inde belirtiliyor, Arap�a ve Fars�a yerine �a�ataycadan al�nacak s�zlerle T�rk�enin daha da zenginle�ece�i i�leniyordu.
�kinci Me�rutiyet ile birlikte T�rk dili �zerine �al��malar daha da yo�unla�t�. Bu arada ya�anan siyas� olaylar, T�rk ayd�nlar�n�n gelecek konusundaki d���ncelerinin de �ekillenmesini sa�l�yordu. M�sl�man olmayan halklardan sonra, M�sl�man olan Arap ve Arnavutlar�n da ayaklanmalar�; T�rk ayd�nlar� aras�nda �nce Osmanl�c�l�k, sonra da �sl�mc�l�k d���ncelerinin zay�flamas�n�, T�rk��l�k d���ncesinin g��lenmesini, artmas�n� sa�l�yordu. �ttihat ve Terakki hareketi i�erisinde yer alan ayd�nlar�n �o�unlu�u T�rk�eci idi. �ttihat ve Terakki Partisinde T�rk�ecilik e�iliminin g��l� olmas�, kendisini ilk��retimde T�rk�enin zorunlu dil olarak okutulmas� karar�nda g�sterdi. T�rk olmayan halklar�n ya�ad��� b�lgelerde T�rk�enin yan� s�ra ba�ka diller de okutulabilecekti. Ancak bu karar, T�rk olmayan halklar�n memnuniyetsizli�i ile kar��la�t�.
1909 y�l�n�n Kas�m ay�nda Adliye Nezareti, mahkemelerde T�rk�e kullan�lmas�n� isteyince Arap vil�yetlerinde direnmeler ba�lad�. Meclis-i Mebusan�da konu g�ndeme geldi�inde, mahkemelerde T�rk�enin kullan�lmas� bir yana, h�kimlerin bulunduklar� y�relerde konu�ulan dilleri ��renmesi bile �nerildi.
B�yle bir ortamda, T�rk�ecilik hareketi daha �rg�tl�, daha sistemli, daha bilimsel ve her �eyden �nemlisi daha kararl� at�l�mlarla geli�meye ba�lad�.
Yeni Gazete b�rosunda toplanan Necip As�m, Ahmet Midhat, Emrullah, Dar�lf�nun Riyaziye �ubesi M�d�r� Agop Boyac�yan, M�lkiye Mektebi M�d�r� Cel�l, Cel�l Korkmazof, Ahmet Hikmet, R�za Tevfik, Bursal� Tahir, Ferit, Fuat K�seraif, Harbiye Mektebi Rus�a ��retmeni Musa, Velet �elebi, Orenburg Vakit gazetesi muhabiri Yusuf Beyler, 1908 y�l�n�n sonlar�nda T�rk Derne�inin temellerini att�lar. Derne�in kurulu�undan sonra bu isimlere Mehmet Emin, Gasp�ral� �smail, A�ao�lu Ahmet, H�seyin Cahit, K�pr�l�zade Mehmet Fuat, H�seyinzade Ali, Fuat Sabit, Ispartal� Hakk� Beyler de eklendi.
Derne�in 25 Aral�k 1908 tarihinde yay�mlanan �nizamnamesi�nin ikinci maddesinde ama� �u �ekilde a��klan�yordu: Cemiyetin amac�, T�rk diye an�lan b�t�n T�rk kavimlerinin mazi ve h�ldeki eserlerini, i�lerini, durumlar�n� ve muhitini ��renmeye ve ��retmeye �al��mak, yani T�rklerin eski eserlerini, tarihini, dillerini, avam ve havas edebiyat�n�, etnografya ve etnolojisini, sosyal durumlar�n� ve mevcut medeniyetlerini, T�rk memleketlerinin eski ve yeni co�rafyas�n� ara�t�r�p ortaya ��kararak b�t�n d�nyaya yay�p da��tmak ve dilimizin a��k, sade, g�zel, ilim dili olabilecek �ekilde geni� ve medeniyete elveri�li bir dereceye gelmesine �al��mak ve iml�s�n� ona g�re incelemektir.
Dernek kurucular�, ��kard�klar� T�rk Derne�i dergisinin ba��nda yay�mlad�klar� �beyanname� ile ama�lar�n� kamuoyuna duyurdular. Beyannamedeki ana d���nceler �unlard�:
1. Osmanl� T�rk�esini b�t�n Osmanl�lar aras�nda konu�ulan mill� bir dil h�line getirmek ve b�t�n Osmanl�lar� ayn� kutsal ama� etraf�nda toplamak.
2. Arap�a, Fars�a s�zlerin b�t�n Osmanl�lar taraf�ndan anla��lmas� i�in yayg�nla�anlar� se�erek sade bir Osmanl� T�rk�esi meydana getirmek.
3. T�rk diye an�lan b�t�n kavimlerin ge�mi�teki ve g�n�m�zdeki t�m h�llerini ��renmek, ��retmek ve b�t�n d�nyaya yaymak; Osmanl� T�rk�esinin a��k, sade, g�zel ve bilim dili olabilecek surette ve uygarl��a elveri�li bir d�zeye gelmesine �al��mak, iml�s�n� buna g�re d���nmek.
4. T�rk dili �zerinde derlemeler yapmak.
Derne�in T�rk dili hakk�ndaki d���nceleri beyannamenin 9. maddesinde aynen ��yle a��klanmaktad�r:
�Osmanl� lisan�n�n Arab� ve Fars� lisanlar�ndan etti�i istifade gayr-� m�nker bulundu�undan ve Osmanl� T�rk�esini bu muhterem lisanlardan tecrit etmek hi�bir Osmanl�n�n hayalinden bile ge�meyece�inden T�rk Derne�i, Arab� ve Fars� kelimelerini b�t�n Osmanl�lar taraf�ndan kemal-i s�huletle anla��lacak vechile �ayi olmu�lar�ndan intihap edecek ve binaenaleyh mezk�r Derne�in yazaca�� eserlerde kullanaca�� lisan en sade Osmanl� T�rk�esi olacakt�r.�
T�rk�ecilik d���ncesinin bu d�nemdeki en etkili ve sonu� verici giri�imlerinden biri de Sel�nik�te yay�mlanan Gen� Kalemler dergisi �evresinde toplanan gen� yazarlar�n ve gen� ayd�nlar�n ba�latt�klar� Yeni Lisan hareketidir. Gen� Kalemler dergisi, 11 Nisan 1911�de Ali Canip ve �mer Seyfettin�in �nc�l���nde Sel�nik�te yay�mlanmaya ba�lam��t�r. Sel�nik, �teden beri T�rk k�lt�r ve d���nce hayat�nda yeri olan bir merkezdi. Burada 1905�te ��kan �ocuk Bah�esi, ba�lang��ta bir okul dergisi iken Ali Ulv�, �kil Koyuncu, Cel�l Sahir ve takma adla yaz� ve �iir yazan pek �ok ki�i ile birlikte giderek bir edebiyat dergisi kimli�ine b�r�nm��t�. 1910 y�l�nda Sel�nik�te yeni bir dergi yay�mlanmaya ba�lam��t�: H�s�n ve �iir. Sadece sekiz say� yay�mlanabilen H�s�n ve �iir, dili a��s�ndan bir bilince sahip de�ildi. Dergide Ali Canip ba�yaz� yaz�yordu. Ali Canip, derginin ad�n� be�enmedi�ini ve de�i�tirmeye karar verdi�ini hat�ralar�nda �u sat�rlarla anlat�yor: �Ben bu H�s�n ve �iir unvan�n� be�enmiyorum. Arkada�lara bunu de�i�tirelim; yaln�z h�s�n ve �iirden mi bahsedece�iz ? Hi� ilm� makale yazmayacak m�y�z ? diyordum. Bunun �zerine de�i�tiriyoruz ve Gen� Kalemler koyuyoruz.�. Derginin sorumlu m�d�rl���ne �ttihat ve Terakki Umum� Merkezi k�tibi Nesim� Sar�m getirilir ve b�ylece derginin yay�n hayat�nda yeni bir d�neme girilirken, T�rk�ecilik tarihinde de yeni bir d�nem ba�lamaktad�r.
Derginin, kendi ifadeleriyle gazetenin, ilk say�s�nda M�diriyet imzas�yla yay�mlanan yaz�da H�s�n ve �iir�in devam� oldu�u �u s�zlerle anlat�l�r:
�Bug�n birinci n�shas�n� okudu�unuz Gen� Kalemler evvelce inti�ar eden H�s�n ve �iir�in bir �ekl-i m�tek�milinden ba�ka bir �ey de�ildir. Evet, gazetemizin heyet-i tahririyyesi sizin evvelce tan�d���n�z gen�lerdir. Onlar d���nd�ler ki H�s�n ve �iir nam� yaln�z ihtisasata m�teallik mevadda taall�k ediyor, h�lbuki maksatlar� yaln�z bu de�ildi; H�s�n ve �iir�in ��m�l-i man�s�ndan maada mahsul�t-� fikriyye de gazetelerinde geni� bir mevkii haizdi. Binaenaleyh risalenin ismini de�i�tirdiler. Ona Gen� Kalemler dediler.�
Ba�lang��ta Gen� Kalemler dergisinde kullan�lan dil, o d�nemde kullan�lan dilden farks�zd�r. Arap�a ve Fars�a s�zler, tamlamalar dikkati �ekmektedir. Derginin birinci cildinin d�rd�nc� say�s�nda K�z�m Nami�nin T�rk�e mi Osmanl�ca m� ? ba�l�kl� yaz�s� yay�mlan�r. Bu yaz�da K�z�m Nami, kulland���m�z dilin ad�n� sorgulamakta, bunu anlamak i�in �nce dilin asl�n� aramak gerekti�ine de�inmektedir:
�S�yledi�imiz dile T�rk�e mi, yoksa Osmanl�ca m� demek l�z�md�r. Bunu anlamak i�in lisan�m�z�n asl�n� aramam�z iktiza ediyor. Baz�lar� bu lisan� T�rk�e, Arap�a ve Fars�adan m�rekkep bir lisan olmak �zere g�stermek istiyorlarsa da bu iddia fikrimizce muvaf�k de�ildir. Dilimizin asl� T�rk�edir. Bug�n Osmanl�lardan gayr� olan T�rklerin s�yledi�i dil ile bizim dilimiz aras�nda �ayan-� dikkat farklar varsa da bunlar, lisan�n asl�na tesir edecek mahiyeti haiz de�ildirler. Osmanl� T�rkleri bug�n Bahr-� Sefidden Bahr-i Muhit-i Kebire kadar Avrupa ve Afrika�n�n bir k�sm�yla b�t�n Asya�n�n �imal ve vasat�nda ya�ayan aile-i azime-i Turaniyyedendirler. Tarihin idad etti�i bir �ok tekebb�lat-� �uun dolay�s�yla muhtelif tecellilerle zuhur eden bu kavmin, �rk� ve lisan� ihtil�tat ile muhtelif k�s�mlar g�stermesi hi�bir vakit as�llar�n� b�sb�t�n kaybedecek kadar yekdi�erinden ayr�lm�� olmalar�n� icap etmez.�
K�z�m Nami, yaz�s�nda �Osmanl� dili� diye bir dilin olmad���n� ve dilin sadele�tirilmesi durumunda T�rk�ecili�in daha a��k bir bi�imde ortaya ��kaca��n�, b�ylece kullan�lan dile Osmanl�ca diyenlerin de cesaretinin k�r�laca��n� belirterek yaz�s�n� �u s�zlerle bitirir:
�Dilimiz T�rk�edir; b�t�n T�rk leh�eleriyle mukayese ederken buna Osmanl� T�rk�esi deriz. Nitekim Uygurlar�n s�yledi�i T�rk�eye Uygur T�rk�esi, Azerbaycanl�lar�n s�yledi�ine yanl��, fakat yerle�mi� bir tabir ile �a�atay T�rk�esi diyoruz.�
Derginin birinci cildi alt�nc� say�n�n yay�mlanmas�yla sona erer. Gen� Kalemler dergisinin ikinci cildinin 29 Mart 1327 tarihli ilk say�s�nda imza yerinde b�y�k bir soru i�areti bulunan Yeni Lisan ba�l�kl� bir yaz� yer almaktad�r. Gazetenin ad�n�n hemen �zerinde ise �Yeni lisan�n tamimine hizmet eder� s�z� yer almaktad�r.
�mer Seyfettin taraf�ndan yaz�ld��� bilinen bu yaz�da �nce eski dil �zerinde durulmaktad�r:
�Eski Lisan: Nedir ? Asla konu�ulmayan, L�tince ve �branice gibi yaln�z kendisiyle me�gul olanlar�n zevk ve idrakine taall�k eden bir �ey !... Size bunun tarihini �abucak �izelim. Biz Asya�dan Garba, Anadolu�ya hicret etmi�iz. Din ve edebiyat bize Arab� ve Faris� ��retmi�. Hatta bir zamanlar resm� lisan�m�z Faris� oldu�u gibi, bir padi�ah�m�z da Arap�ay� bize umum� ve mill� bir lisan olarak kabul ettirmeye kalk��m��. Hicretimizin ilk as�rlar�nda Arab� ve Faris� bir �ok kelimeler lisan�m�za girmi�. Bunun katiyen zarar� yok. L�kin edebiyat, sanat ve dolay�s�yla tezeyy�n-i fikr� Arab� ve Faris� kaideler de getirmi�. T�rk�e muvazenesini kaybetmi�. Tabiata muhalif ve son derece sun�� bir h�l kesp etmi�. Fakat nas�lsa yine asl�n�, esas� olan fiiller ve sigalar�n istikl�lini muhafaza etmi�tir. ��te bu istikl�ldir ki bug�n bize T�rk�eyi tekrar eski safiyet ve s�huletine, tabi�li�ine irca etmek �midini veriyor.�
Yaz�da edebiyat�m�zdaki ak�mlar�n diline de�inilerek bu edeb� eserlerde kullan�lan dil ele�tirilmekte, kullan�lan dilin halk taraf�ndan anla��lmaz olu�u y�z�nden �o�unlu�un edebiyata, k�lt�re ve bilimlere kay�ts�z kald��� yaz�lmaktad�r. Bu y�zden kitaplar sat�lmamakta, otuz milyonluk bir �lkede en b�y�k gazete bile otuz bin bas�lmamaktad�r. Dilde yap�lmas� gereken de�i�iklikler nelerdir, Yeni Lisan hangi esaslara g�re kurulacakt�r ? Bu sorular�n cevab� da bu ilk yaz�dan ba�layarak verilmi�tir:
�Konu�tu�umuz lisan, �stanbul T�rk�esi en tabi� bir lisand�r. Kli�e olmu� terkiplerden ba�ka l�zumsuz zinetler asla m�k�lememize girmez. Yaz� lisan�yla konu�mak lisan�n� birle�tirirsek edebiyat�m�z� ihya, yahut icat etmi� olaca��z.�
Ayn� yaz�da Yeni Lisan��n bir tasfiyecilik hareketi olmad���na de�inilmektedir. Be� y�zy�ldan beri kullan�lan Arap�a ve Fars�a k�kenli kelimeleri ve aruz veznini terk etmenin m�mk�n olmad��� belirtilmekte, Mehmet Emin�in hece vezniyle yazd��� �iirleri hi�bir �airin kabul edemeyece�i yaz�lmaktad�r.
Yeni Lisan�da tamlamalar�n T�rk�e kurallara g�re kurulmas�yla, Arap�a, Fars�a gereksiz s�zler kendiliklerinden T�rk�eden �savu�acak�lard�r. Ancak �ilm�, fenn� ve edeb� �st�lahlara� �imdilik dokunulmayacakt�r. Bu terimler birer s�z gibi kabul edilecektir. Tamlamalarla ilgili ilkeler �u �ekilde s�ralanm��t�r:
Arap�a ve Fars�a kurallarla yap�lan fevkal�de, h�fz�s�hha, darb�mesel, sevkitabi� gibi tamlamalar d���ndaki b�t�n tamlamalar b�rak�lacakt�r.
T�rk�e �okluk ekinden ba�ka ecneb� �okluk ekleri, edatlar� kullan�lmayacakt�r. K�inat, in�aat, ma�liyat, ahl�k, M�sl�man gibi kli�e bi�imindeki �okluklar kalacakt�r.
T�rk�ele�mi� olan ama, �ayet, �ey, ke�ke, l�kin, na�i, heman, hem, hen�z, bari, yani gibi edatlar d���ndaki eya, ecil, ez, min, an, ender, b�, ber�y, b�, n�, ter, �e, �end, zih�, al�, f�, keenne, g�h, k�r, g�n, �s�, ve�, ver, n�k, y�r gibi di�er Arap�a ve Fars�a edatlar b�rak�lacakt�r.
Yeni Lisan��n �zellikleri i�in bu yaz�da an�lan di�er ilkeler �unlard�r:
Al�nt� s�zlerde T�rk�enin yap�s�n� bozan Arap�a ve Fars�a dil kurallar�na ald�r�� edilmeyecektir.
T�rk�ede kalacak Arap�a ve Fars�a s�zlerin yaz�l�� bi�imlerinin �din� bir taassupla muhafaza edilece�i� belirtilirken T�rk�e k�kenli s�zlerde benzerlikten dolay� �a��rtmacalara son vermek i�in �huruf-� iml�n�n kullan�laca�� kaydedilmektedir.
B�t�n bunlardan ortaya ��kan amac�n �mill� bir lisan, mill� bir edebiyat v�cuda getirmek� oldu�una de�inilmekte ve gen� ku�aklara ��yle seslenilmektedir: �Ey gen�ler ! Hepiniz yeni lisan� ihya ve icada �al���n�z. Zek�n�z�, maharetinizi d�nk�leri k�r� k�r�ne taklide de�il yeni lisan� vaz ve tesise sarf ediniz. Yazd���n�z� herkes anlarsa, severse; kitaplar�n�z �ok sat�lacak, zengin olacak, sa�yinizin m�k�fat�n� g�receksiniz...�
Osmanl� T�rk�esinde kullan�lan Arap�a ve Fras�a dil bilgisi kurallar�n�n kullan�m�na son verilmesi ve konu�ma dilinde T�rk�e kar��l��� bulunan Arap�a ve Fars�a s�zlerin dilden ay�klanmas� �a�r�s�nda bulundular. Di�er yandan b�t�n Arap�a ve Fars�a k�kenli ortak s�zlerin ay�klanmas�n� isteyen tasfiyecilerin g�r��lerini de reddediyorlard�. Eski T�rk�e k�kenli s�zlerin canland�r�lmas�, di�er T�rk leh�elerinden s�zler al�nmas�, T�rk�e k�klerden yapay yeni s�zler t�retilmesine de kar�� ��k�yorlard�.
Gen� Kalemler dergisinin izleyen say�lar�nda da Yeni Lisan yaz� dizisi olarak s�rm��t�r. Bu yaz�lar�n bir b�l�m� imza yerinde �?� ile, bir b�l�m� de �Gen� Kalemler Tahrir Heyeti� imzas�yla yay�mlanm��t�r. Bu yaz�lar�n b�y�k bir b�l�m� �mer Seyfettin taraf�ndan, bir b�l�m� de Ali Canip, Ziya G�kalp taraf�ndan yaz�lm��t�r. Bu yaz�larda dilin ad�, k�keni, eskili�i; Arap�a, Fars�a k�kenli s�zler ve dil bilgisi kurallar�, iml� gibi konular �zerinde durulmu�tur.
Dergi, �Yeni Lisan� ile ilgili ilkeleri bu �ekilde ortaya koyarken, bu ilkelere uygun yaz� ve �iirlere de yer vermeye ba�lam��t�r. �kinci cildin birinci say�s�nda H. H�sn��n�n, �mer Seyfettin�in yaz�lar� �Yeni Lisanla� notu ile yay�mlanm��t�r. Yeni Lisan ilkelerine uymayan kimi �iir ve yaz�lar i�in de �Yeni Lisandan Evvel� a��klamas� yap�lm��t�r.
Gen� Kalemler dergisiyle ba�layan Yeni Lisan hareketi bir anda k�lt�r ve d���nce d�nyam�z� etkiledi. �zellikle Balkanlarda yay�mlanan gazete ve dergilerde yer alan yaz� ve �iirler sade bir T�rk�e ile ��kmaya ba�lad�. Ancak, Sel�nik�te ba�layan Yeni Lisan ve Mill� Edebiyat hareketi yeni bir tart��may� da ba�latm��t�.
K�pr�l�zade Mehmet Fuat Servet-i F�nun�da yazd��� yaz�da dilin geli�me �izgisini �izenlerin b�y�k yazarlar ve sanat��lar oldu�unu belirtiyor, Ahmet Ha�im�in bir �iirini �rnek g�stererek Yeni Lisan taraftarlar�n�n ne kadar ba��r�rlarsa ba��rs�nlar �iirde ge�en �ab� s�z�n� dilimizden ��karmay� ba�aramayacaklar�n� yaz�yordu.
Sonradan T�rk Dili Tedkik Cemiyetinin (T�rk Dil Kurumu) kurucular� aras�nda yer alacak olan Yakup Kadri, R�bab dergisinde yay�mlanan Netayi� ba�l�kl� yaz�s�nda Yeni Lisan hareketiyle �u s�zlerle alay etmektedir:
�Yeni... Sat�yorlar. Ka�a ? Nas�l, Bilmiyorum fakat sat�yorlar. �ki y�ld�r gazetelerde il�nlar�n� g�rmediniz mi ? �Yeni lisan�, �yeni fikir�, �yeni hayat�...
Yaln�z bir �ey var, ey g�rg�s�z �ocuk ruhlu kimseler, yaln�z bir �ey var ki tatbiki sizin i�in biraz g�� olacak: �Yeni fikir�i kal�pl� bir fes gibi ba�a giymek kolay, �yeni hayat�� alafranga bir elbise gibi s�rta almak kolay, fakat �yeni lisan�... Yeni lisan sizin i�in muhakkak kullan�lmas� pek g�� bir zinet olacakt�r... Dilimizi irs�, kisb� b�t�n itiyatlar�ndan tecrit edeceksiniz, yeni leh�eniz olacak. Mesel� �millet� kelimesi bilmem nas�l bir istihale ile �budun�a ink�l�p edecek, �ya�as�n millet� diyemeyeceksiniz �ya�as�n budun� diyeceksiniz...
Biz Osmanl�y�z ve bu Osmanl� lisan�d�r. �stiyorlar ki biz �a�atay olal�m ve �a�atayca s�yleyelim. Hay�r, bu kabil olmayacakt�r. Hay�r... Zavall� yenilik, zavall� bayraml�k elbiselere benzeyen garip yenilik...�
Bu yaz�lara kar��l�klar K�z�m Nami imzas�yla ve �Gen� Kalemler Tahrir Heyeti� imzas�yla verilir. Tart��maya daha sonra S�leyman Nazif ve Cenap �ahabettin Beyler de kat�l�r. �zellikle Cenap �ahabettin alayc� ve k���lt�c� ifadeler kullanarak Yeni Lisanc�lar� ele�tiriyordu. Ali Canip, Cenap �ahabettin�in yaz�lar�na kar��l�klar verdi. Yeni Lisan hareketi �zerine yap�lan bu tart��ma Balkan sava��n�n ��kmas�yla sona erdi. Ancak, Gen� Kalemler�in ba�latt��� Yeni Lisan ak�m�, T�rk�enin sadele�mesi yolunda �nemli bir ad�m oldu. Dergide Yeni Lisan ilkelerine g�re yaz�lan yaz� ve �iirler, �zellikle de �mer Seyfettin�in eserleri, sade bir T�rk�e ile her t�rl� edeb� eserin yaz�labilece�i d���ncesini T�rk ayd�nlar� aras�nda yayg�nla�t�rd�.
Gen� Kalemler dergisinin ba�latt��� Yeni Lisan hareketinde yer alan ve eserlerinin bir b�l�m� 1920�den sonra yay�mlanan Ziya G�kalp��n dil ile ilgili d���ncelerini de bu b�l�mde ele almak gerekir. Gen� Kalemler�in 5. say�s�ndaki Yeni Lisan�n G�zelli�i ba�l�kl� yaz�s�nda dilde ikili bir �ekilde kullan�lan T�rk�e, Arap�a, Fars�a k�kenli s�zlerle di�er ecneb� dillerden ge�en s�zlerin s�yleyi� �zelliklerini ele alm��t�r. �limlerin s�zleri s�yleyi�leriyle, avam�n bu s�zleri s�yleyi�lerini kar��l�kl� olarak de�erlendiren G�kalp, �limlerin kang�, kan�, d�rl�; ruze, nerd�ban, k��e; ebdal, suret, avret; bank, post, vap�r bi�iminde kulland��� s�zleri avam�n hangi, hani, t�rl�; oru�, merdiven, k��e; abdal, surat, avrat; banka, posta, vapur bi�imlerinde kulland���n� yazar. Avam�n kullan���nda bir uyum oldu�unu belirten Ziya G�kalp yaz�s�n� �u sat�rlarla sonland�r�r:
�Ahenkli kelimelerin, ahenksiz kelimelerden daha g�zel oldu�unu hi� kimse ink�r edemez. T�rk�e terkiplerin, cemlerin, edatlar�n Arap�a, Acemce terkiplerinden, cemlerinden edatlar�ndan daha g�zel oldu�u da misallerle ispat edilebilir.
K�t�p � kitaplar, mek�tip � mektepler, lisan-� mill� � mill� lisan, edebiyat-� cedide � yeni edebiyat, k�ymetdar � k�ymetli, maddiyyun � maddeci. Yeni T�rk�enin eski T�rk�eden hem daha g�zel, hem daha faydal� oldu�u �imdiye kadar g�sterilen misallerden tamam�yla anla��ld�. �lmin, felsefenin b�t�n bu teminlerine istinat ederek biz �iddetle iddia ediyoruz: �stikbal yeni lisan�nd�r !�
Gen� Kalemler dergisinin yay�na ba�lad��� 1911 y�l�nda bir ba�ka dergi, T�rk Yurdu da yay�n hayat�na ba�lam��t�. T�rk Yurdu do�rudan do�ruya T�rk�enin sadele�mesi gibi bir �lk�y� ba�l�ca ama� edinmemi�ti, fakat derginin yay�n ilkeleri aras�nda hem de birinci ilke olarak sade bir dille yay�mlanaca�� belirtiliyordu.
Ziya G�kalp��n 1918�de yay�mlad��� T�rkle�mek, �sl�mla�mak, Muas�rla�mak adl� eserinin ikinci b�l�m� dile ayr�lm��t�r. T�rk�enin elli altm�� y�ld�r geni�lemek yolunu tuttu�unu, y�zy�l�n yeni ���klar� �lkemize etki ettik�e yeni kavramlar� g�rd���m�z� belirten Ziya G�kalp, bu kavramlar ads�z kalamayaca�� i�in her g�n pek �ok kavram, dilimizden yeni s�zlerin meydana getirilmesini istedi�ini yazar. Dilimiz, geli�mi� dillerle kar��la��nca da bire bir onlar�n taklidini yapmaktad�r. �Bazen hurdabin-microscope, d�rb�n-telescope, �ehk�r-chef d�oeuvre, mefk�re-ideal kelimelerinde oldu�u gibi lafzi (istinsah-calque)ler yap�yor. Baz� kere de tayyare-aeroplan, tek�m�l-evolution, me�rutiyet-constitution, bediiyat-estetique tabirlerinde oldu�u gibi manevi istinsahlar husule getiriyor...�
G�kalp, dilimizi anlam (kavramlar) a��s�ndan �a�da�la�t�rmak, terim a��s�ndan �sl�mla�t�rmak gerekti�i gibi dil bilgisi, s�z dizimi, yaz�m bak�m�ndan da T�rkle�tirmek gerekti�i d���ncesindedir. Ancak, kavramlara T�rk�e kar��l�k bulunamazsa Frans�zca veya Rus�a yerine Arap�a ve Fars�a olmas�n�n daha hay�rl� olaca�� d���ncesindedir. Ziya G�kalp, dilimizi T�rk�ele�tirirken b�t�n soyda�lar�m�z�n anlayaca�� genel bir T�rk�eye do�ru gidilmesi gerekti�ini belirtir.
�lk bask�s� 1923�te yay�mlanan T�rk��l���n Esaslar��nda da �Lisan� T�rk��l���n Umdeleri� ba�l���n� ta��yan b�l�mde T�rk�e ile ilgili g�r��lerini ��yle belirtmi�tir:
1. Mill� dili meydana getirmek i�in Osmanl� dilini bir tarafa b�rakarak, halk edebiyat�na temel vazifesini g�ren T�rk dilini aynen kabul edip, �stanbul halk�n�n, �zellikle de �stanbul han�mlar�n�n konu�tuklar� gibi yazmak.
2. Halk�n dilinde kar��l��� bulunan Arap�a ve Fars�a s�zleri atmak, tamamen kar��l��� olmayan k���k farkl�l�klar g�steren s�zleri dilimizde korumak.
3. Halk diline ge�ip yap� bak�m�ndan veya anlam bak�m�ndan galat olan s�zlerin bozulmu� bi�imlerini T�rk�e saymak, yaz�l��lar�n� da s�yleyi�ine uydurmak.
4. Yerlerini yeni s�zler ald��� i�in fosille�mi� eski T�rk�e s�zleri diriltmemek.
5. Yeni terimler bulunaca�� zaman �nce halk dilindeki s�zler aras�na bakmak, bulunmad��� durumlarda T�rk�enin yap�m �zelliklerine g�re yeni kelimeler meydana getirmek.
6. T�rk�ede Arap ve Acem dillerinin kapit�l�syonlar� kald�r�larak, bu iki dilin ne �ekimleri ne de tamlamalar� dilimize al�nmal�d�r.
7. T�rk halk�n�n bildi�i ve kulland��� her kelime T�rk�edir. Halka sevimli gelen ve yapay olmayan her kelime mill�dir. Bir milletin dili, kendisinin cans�z k�klerinden de�il, canl� tasarruflar�ndan meydana gelen canl� bir organd�r.
8. �stanbul T�rk�esinin ses bilgisi, bi�im bilgisi ve s�z varl��� yeni T�rk�enin temeli oldu�undan, ba�ka T�rk leh�elerinden ne s�z, ne �ekim, ne edat, ne tamlama kurallar� al�namaz.
9. T�rk uygarl�k tarihine ili�kin eserler yaz�ld�k�a, eski T�rk kurumlar�n�n adlar�, �ok eski T�rk�e s�zler olarak yeni T�rk�eye girecektir. Fakat bunlar terim olarak kalacaklar�ndan bunlar�n g�ndelik hayata d�n��� fosillerin dirilmesi gibi d���n�lmemelidir.
10. S�zler kar��lad�klar� anlamlar�n tarifleri de�il, i�aretleridir. S�zlerin anlamlar� t�reyi�lerini bilmekle anla��lmaz.
11. Yeni T�rk�enin bu esaslar d�hilinde bir s�zl�k bir de dil bilgisi meydana getirilmeli, bu kitaplarda yeni T�rk�eye girmi� olan Arap�a ve Acemce s�zlerin ve tabirlerin b�nyelerine ve terkip tarzlar�na ait bilgiler t�retme k�sm�na d�hil edilmelidir.
Ziya G�kalp, on bir maddede toplad��� dil ile ilgili bu d���ncelerini Lisan �iirinde �iirle�tirmi�tir:
G�zel dil, T�rk�e bize,
Ba�ka dil, gece bize.
�stanbul konu�mas�
En saf, en ince bize.
Lisanda say�l�r �z
Herkesin bildi�i s�z;
Manas� anla��lan
L�gate atmadan g�z.
Uydurma s�z yapmay�z,
Yapma yola sapmay�z
T�rk�ele�mi� T�rk�edir;
Eski k�ke tapmay�z.
A��k s�zle kalmal�
Fikre ���k salmal�;
M�teradif s�zlerden
T�rk�esini almal�.
Yeni s�zler gerekse
Bunda da uy herkese;
Halk�n s�z yaratmada
Yollar�n� benimse.
Yap ya�ayan T�rk�eden,
T�rk�eyi incitmeden,
�stanbul�un T�rk�esi
Zevkini, olsun yeden.
Arap�aya meyletme
�ran�a da hi� gitme;
Tecvidi halktan ��ren,
Fasihlerden i�itme.
Gaynl� s�zler emmeyiz,
�ocuk de�il, memeyiz !
Birka� dil yok Turan�da
Tek dilli bir k�meyiz.
Turan��n bir ili var,
Ve yaln�z bir dili var.
�Ba�ka dil var...� diyenin
Ba�ka bir emeli var.
T�rkl���n vicdan� bir,
Dini bir, vatan� bir;
Fakat hepsi ayr�l�r,
Olmazsa lisan� bir.
Ziya G�kalp��n bu d���nceleri, o d�nemdeki dil tart��malar�nda �nemli bir �ekim merkezi h�line gelmi�, pek �ok ki�iyi etkilemi�tir.
�te yandan, Tanzimat d�neminde ba�layan alfabe tart��malar� �kinci Me�rutiyet d�neminde ve ard�ndan gelen d�nemlerde de hararetli bir bi�imde s�rm��t�r. �neriler daha �ok, harflerin biti�tirilmeden yaz�lmas�nda yo�unla��yordu. Hur�f-� Munfas�lac�lar diye an�lan bu grubun ba��nda Mil�sl� �smail Hakk�, Necmettin Arif, Cihangirli M. �inasi, Ismay�l Hakk� Beyler bulunuyordu.
H�seyin Cahit Bey ise Tanin gazetesinde yazd��� yaz�larda �ekingen bir bi�imde de olsa L�tin harflerini savunmaya ba�lam��t�. Cel�l Nuri Bey de Tarih-i �stikbal adl� eserinde L�tin harflerinin al�nmas� gerekti�ini a��k�a yaz�yordu. T�rk��ler ise, Arap alfabesinin Rusya T�rkleriyle irtibat� sa�lad��� i�in b�rak�lmamas� gerekti�ini savunuyorlard�.
Alfabe �zerinde bu tart��malar yap�l�rken Harbiye Naz�r� Enver Pa�a, harflerin birbirine biti�tirilmeden yaz�lmas� esas�na dayal� olan sistemi uygulamaya koydu. Hatt-� Cedid, Ordu Elifbas�, Enver Pa�a Yaz�s� gibi adlarla an�lan bu yaz� d�zeni, biraz da tehdit alt�nda, orduda kullan�lm��, kimi asker� kitaplar bu yaz� ile bas�lm��t�. Bu giri�im, sonu�ta ba�ar�s�z olacakt�r.
Gerek dil, gerek alfabe tart��malar� bitmek bilmemi�tir. Osmanl� devletinin son y�llar�nda ya�anan b�lgesel sava�lar�n ard�ndan ba�layan Birinci D�nya Sava���ndan sonra m�tareke y�llar�nda da tart��malar s�rd�. �zellikle m�tareke d�neminde T�rk��l�k ve T�rk�ecilik d���ncelerine kar�� sald�r�lar daha da artt�. Ancak, b�t�n bu tart��malar, T�rkiye Cumhuriyeti devletinde ger�ekle�tirilecek olan Alfabe ve Dil Devrimlerinin olu�umuna zemin haz�rlayacakt�. Cumhuriyete kadar uzanan d�nemde yaz� dilinde s�n�rl� bir sadele�me olmu�tu. Ancak, sadele�me ile birlikte alfabe sorunu gibi di�er sorunlar da T�rkiye Cumhuriyetine aktar�ld�. Bu konuda kararl� ve sonu� al�c� ad�mlar Cumhuriyet d�neminde at�lacakt�r, ancak dil tart��malar� da bitmeyecektir.
T�rkiye Cumhuriyeti�nde T�rk�e; Yaz� ve Dil Devrimi
Mill� M�cadele zaferle sonu�lanm��, gen� T�rkiye Cumhuriyeti kurulmu�tu. Yap�lacak pek �ok �ey vard�; son yirmi y�l pek �ok cephede a��lan sava�larla ge�mi�, �lke i�gal d�neminden sonra ba��ms�zl���n� elde etmi�ti, ancak millet yokluk i�erisinde, �lke harap durumda idi. Cumhuriyetin il�n�n�n ard�ndan �e�itli alanlarda at�l�mlar yap�l�rken, gen� T�rkiye Cumhuriyeti�nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, k�lt�r konular�na b�y�k �nem veriyor, s�k s�k bu konularda konu�malar yap�yordu. Yeni kurulan devletin k�lt�r temelinde y�kselece�ini a��k�a �T�rkiye Cumhuriyeti�nin temeli k�lt�rd�r� s�z� ile ortaya koymu�tu.
Cumhuriyetin il�n�ndan bir y�l sonra, 12 Kas�m 1924�te Bakanlar Kurulunun 111 say�l� kararnamesi ile �stanbul�da T�rkiyat Enstit�s� kuruldu. Enstit�n�n ilk m�d�r�, daha �nce dil tart��malar�nda da yer alan edebiyat ara�t�rmac�s� Mehmet Fuat K�pr�l� idi. Enstit�n�n amac�, eski �a�lardan ba�layarak T�rk k�lt�r�n�n �e�itli kollar�nda ara�t�rma ve yay�nlar yapmakt�. Ancak, b�yle bir enstit� kurma d���ncesi cumhuriyetin il�n�ndan �ok de�il d�rt-be� g�n sonra ortaya ��km��t�. Gazi Mustafa Kemal, M. Fuat K�pr�l��y� �a��rarak �Fuat Bey, cumhuriyeti kurduk. Art�k cumhuriyeti ve devletimizi ilm� temeller �zerinde y�kseltmek zaman� gelmi�tir. L�tfen �stanbul Dar�lf�nunu b�nyesinde T�rkiyat Enstit�s�n� kurunuz.� talimat�n� verir. �stanbul Dar�lf�nununda on ayl�k bir haz�rl�k �al��mas� ba�lat�l�r. Haz�rlanan dosya Gazi Mustafa Kemal�e sunulur. Sava�tan yeni ��km�� gen� T�rkiye Cumhuriyetinin k�t b�t�esinden 200.000 TL. tahsisat ��kar�l�r, b�ylece enstit� kurulur. M. Fuat K�pr�l�, enstit�n�n ambleminin nas�l olmas� gerekti�ini sordu�unda, Gazi Mustafa Kemal, T�rkiyat Enstit�s�n�n amblemini ��yle tan�mlar: �Fuat Bey ! Karl� Tanr� Da�lar��n�n �n�nde elinde me�ale tutan bir bozkurt olsun, bu me�ale gen� T�rkiye Cumhuriyeti�nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon�dan ��kmam�zda k�lavuz olan bozkurt T�rkl���n Anadolu topraklar�ndaki yeni devletinin kurulu�unu ifade etsin.� T�rkiyat Enstit�s�n�n kurulu�u, Gazi Mustafa Kemal�in daha sonra dil ve tarih alanlar�nda yapaca�� �al��malar�n ilk i�aretiydi.
Ulusal devleti tarih� temellere ve co�raf� b�t�nl��e dayand�rmak d���ncesi ile Atat�rk��n ortaya koydu�u ve Afet �nan��n savundu�u �Genel T�rk Tarihi Tezi�ne g�re T�rkler Anadolu�da devlet kuran ilk ulustu. Osmanl� d�neminde bat�da ileri s�r�len, hatta Anadolu�nun i�galine sebep g�sterilen, T�rklerin sar� �rktan ve Avrupa anlay���na g�re ikinci s�n�f bir insan tipi oldu�u, sonradan gasp ettikleri Anadolu topraklar�nda k�kl� bir haklar�n�n bulunmad��� iddialar�na kar�� geli�tirilen bu tarih tezinde Anadolu�nun T�rkl��� S�merlerin ve Hititlerin Turan� kavimlerden oldu�u d���ncesi ile kan�tlanmaya �al���lm��t�r. Afet �nan, bu tezi ��yle �zetler: �T�rk �ocu�u yak�n bir tarihte g�� etmi� olmakla bu vatan�n hakik� sahibi olamaz: Bu fikir tarihen, ilmen yanl��t�r. T�rk brakisefal �rk� Anadolu�da ilk devlet kuran bir millettir. Bu �rk�n k�lt�r yurdu ilk zamanlarda, iklimi m�sait olan Orta Asya�da idi. �klim tabi� �artlar d�hilinde de�i�ti. Ta�� cil�lamay� bulan, ziraat hayat�na eri�en, madenlerden istifadeyi ke�feden bu halk k�tlesi g�� etmeye mecbur kald�. Orta Asya�dan �arka, cenuba, garpta Hazar Denizi�nin �imal ve cenubuna olmak �zere yay�ld�. Gittikleri yerlere yerle�tiler, k�lt�rlerini oralarda kurdular. Baz� m�nt�kalarda otokton oldular, baz�lar�nda otokton olan di�er bir �rk ile kar��t�lar. Avrupa�da tesad�f ettikleri �rk tipi dolikosefal idi. Irak, Anadolu, M�s�r, Ege, medeniyetlerinin ilk kurucular� Orta Asyal� brakisefal �rk�n m�messilleridir. Biz bug�nk� T�rkler de onlar�n �ocuklar�y�z.� Tarih alan�nda y�r�t�len �al��malar, dil alan�ndaki �al��malara da temel te�kil edecekti.
Cumhuriyetin il�n�ndan sonra dil konusunda tart��malar daha �ok iml� ve alfabe �zerine yo�unla�m��t�. Osmanl� devletinin son y�zy�l�nda ba�layan alfabe tart��malar�, yaz� devriminin yap�ld��� 1928�e kadar s�rm��t�r. Yazarlar aras�nda dil tart��malar�, az da olsa s�r�yordu.
R�za Nur�un 1920�deki Maarif Vekilli�i s�ras�nda yaz� sorunu ele al�nmadan �nce, dili ar�nd�rma y�n�nde bir karara var�lm�� ve �zel bir y�netmelikle Anadolu a��zlar�ndaki T�rk�e s�zlerin derlenmesine ba�lanm��t�. Bu y�llarda Besim Atalay, Hars M�d�r� olarak, yap�lan �al��malar� y�netmi�; k���k �l��deki bu derleme, birka� y�l i�erisinde tamamland�ktan sonra, 1925�te, toplanan s�z ve deyimlerin s�n�fland�r�lmas�na ba�lanm��t�. Bu �al��may� yapanlar�n ba��nda Ahmet Saffet bulunuyor, denetleme ve geni�letme i�ini de Velet �elebi, Hasan Fehmi gibi tan�nm�� bilginler yap�yordu. Yaz� Devrimi s�ras�nda 1928�de kurulan Dil Enc�meninde derleme i�ini �zerine alan Rag�p Hul�si, 1929-1930 y�llar�nda yeni derlemeler yapt�rm��t�. Bu gere�leri de�erlendiren Hamit Z�beyir ile �shak Refet, 1932�de Anadilden Derlemeler ad� alt�nda bir s�zl�k yay�mlam��lard�.
Dil sorunu konusunda, Sarf Enc�meni, 1920�den ba�layarak Sarf ve Nahv-i T�rk� ba�l�kl� d�rt defter ��karm��, 1923�te de Maarif Vek�leti, Velet �elebi�nin T�rk Diline Medhal adl� kitab�n� yay�mlam��t�. Tunal� Hilmi Bey, T�rk�enin �zle�mesi konusunda ilk yasal giri�imi ba�latan ki�i olarak g�r�l�r. Daha cumhuriyet bile il�n edilmeden, 1923 A�ustosunda T�rkiye B�y�k Millet Meclisine T�rk�e Kanunu �nerisi vermi�tir. Bu �neriye g�re, Maarif Vekilli�inde bir T�rk�e komisyonu kurulacak, terimler T�rk�ele�tirilecek, okul kitaplar� �z T�rk�e kurallara g�re haz�rlanacak, bu kurallara uymas� durumunda gazete ve dergilere yay�n hakk� verilecek, resm� yaz�lar buna g�re yaz�lacak, kanunlar da Mecliste bu yolla haz�rlanacakt�. Ancak bu �neri, ortam haz�r olmad��� i�in ger�ekle�ememi�tir. Tunal� Hilmi Beyin bu iste�i, T�rk�enin �zle�me hareketinde sonu�suz kalan bir ad�m olmu�tur.
1922 y�l�n�n Ekim ay�nda Gazi Mustafa Kemal, Bursa ��retmenleriyle yapt��� g�r��mede, T�rk�eyi Arap�a kal�plardan kurtarma d���ncesini savunur. T�rk�e ile ilgili olarak, dilin t�reyi�i konusunda 1922�de Samih Rifat��n Tasr�f-i Hur�f Kanunlar� adl� kitab� yay�mlan�r.
Yaz� Devrimi
Hi� ku�kusuz, Dil Devrimine giden yolda en �nemli ad�m Yaz� Devrimidir. Y�zy�llard�r kullan�lan bir yaz�n�n de�i�tirilmesi �yle kolay bir i� de�ildi. Ancak, bu konudaki tart��malar yaz�m�z�n �nceki b�l�mlerinde g�rd���m�z gibi Osmanl� devleti d�neminde ba�lam��, yaz�n�n de�i�tirilmesi d���ncesinin her ge�en g�n kamuoyunda biraz daha a��r bast��� g�r�lm��t�r.
Yirminci y�zy�l�n ba�lar�nda T�rk soylu halklar�n b�y�k bir �o�unlu�u Arap kaynakl� yaz�y� kullan�yordu. Arap�a i�in belki m�kemmel olan Arap yaz�s� T�rk�e i�in ve b�t�n T�rk soylu halklar�n dilleri i�in hi� de uygun bir yaz� sistemi de�ildi. Arap�ada �nl� say�s� son derece az iken, T�rk leh�elerinde �nl� say�s� sekiz, dokuz, hatta on olabilmektedir. Yaz�n�n T�rk�e i�in yetersizli�i �teden beri tart���l�yordu. Arap kaynakl� Osmanl� yaz�s�nda oldu�nun yaz�l��� ile �ld��n�n yaz�l���; kol ile kul�un yaz�l���, g�l ile g�l (g�lmek fiili)��n yaz�l���, g�z ile g�z��n yaz�l��� birbirine kar���yordu. S�zlerdeki �nl�ler birbiriyle kar���yor, okumak bilmece ��zmeye d�n���yordu. Osmanl� yaz�s�nda �nl�lerle ilgili bu g��l�klerin yan�nda baz� �ns�zlerin yaz�da g�sterili�inde de g��l�kler ya�an�yordu. S�z geli�i /k/ ile /g/ �ns�zleri Osmanl� yaz�s�nda ayn� harfle (kef harfiyle) yaz�l�yordu. Bu durumda da k�r ile g�r��n yaz�l���, k�z ile g�z��n yaz�l���, k�l ile g�l��n yaz�l��� hep birbirine kar���yor, bu s�zlerin ne oldu�u da ancak c�mlenin veya metnin ba�lam�ndan ��kar�l�yordu.
L�tin yaz�s�na ge�en ilk T�rk halk� Yakutlard�r. 1917-1918 y�llar�nda Yakutlar L�tin yaz�s�n� kullanmaya ba�lam��lard�r. 1926�da Bak��de Birinci T�rkoloji Kongresi yap�ld�. T�rkiye�den K�pr�l�zade Mehmet Fuat ve H�seyinzade Ali Beylerin kat�ld��� bu kongrede uzun tart��malardan sonra L�tin kaynakl� bir alfabe benimsendi ve buna Birle�tirilmi� T�rk Elifbas� ad� verildi. Bu alfabe a�amal� olarak Sovyetlerdeki T�rk Cumhuriyetlerince kullan�lmaya ba�land�. 1927�de Azerbaycan�da L�tin yaz�s� kullan�lmaya ba�lanm��t�.
Gazi Mustafa Kemal�in 1927�de Nutuk�u okuduktan sonra, alfabe tart��malar� alevlenmi�ti. T�rk Ocaklar�n�n Merkez ve Hars Heyetleri toplant�s�nda, 8 Ocak 1928�de, Adalet Vekili Mahmut Esat, L�tin harflerinin kabul�n� hararetle istedi�ini bildirmi�, 8 Mart 1928�de de Ba�vekil �smet Pa�a L�tin harflerini �verek bu konuda bilginlerin d���ncesini sormu�tur. 3 �ubat 1928�de �stanbul�da hutbe T�rk�e olarak okunmaya ba�lanm��, ayn� y�l�n 24 May�s�nda da T�rkiye B�y�k Millet Meclisi, yaz� devriminin �nc�s� olarak L�tin rakamlar�n� kabul etmi�ti. Bu tarihten birka� g�n �nce, 20 May�sta, Maarif Vekili Mustafa Necati�den Ba�vek�lete gelen bir tezkere ile �Lisan�m�zda L�tin harflerinin suret ve imk�n-� tatb�kini d���nmek �zere, mebus Falih R�fk�, Yakup Kadri, Ru�en E�ref ve Dar�lf�nun M�derris Muavini Rag�p Hul�si ve sab�k Dar�lf�nun muallimlerinden Ahmet Cevat ve muallimlerden Faz�l Ahmet, Hariciye memurlar�ndan �brahim Grandi, Talim ve Terbiye Reisi Mehmet Emin, azadan �hsan Beylerden m�rekkep bir heyetin te�kilinin muvaf�k g�r�lmekte oldu�u� bildirilmi�ti. Maarif Vek�leti, Ba�vek�letin onay�n� 27 May�s 1928�de alm��, 26 Haziran 1928�de de kurul, bakanl�k binas�nda ilk toplant�s�n� yapm��t�. 16 Haziran 1928�de Konya�dan ba�layarak yurt gezisine ��kan Maarif Vekili, 10 Temmuzda Dolmabah�e Saray��na gelerek gezisinden edindi�i izlenimleri Gazi Mustafa Kemal�e bildirmi�ti. �smet Pa�a da 17 ve 19 Temmuzda Dil Heyetinin toplant�lar�na kat�larak �al��malar� konusunda bilgi alm��t�r. Dil Enc�meni ad�yla da an�lan Dil Heyeti iki kola ayr�lm��t�. Bu kollardan biri yaz�, di�eri de dil bilgisi �zerine �al���yordu.
Alfabe yasas� ��kmadan �nce Gazi Mustafa Kemal, 9 A�ustosu 10 A�ustosa ba�layan gece Sarayburnu�nda yapt��� konu�mada yeni T�rk harflerinin kullan�lmaya ba�lanaca��n� a��k�a s�ylemi�ti. Bu tarihten sonra Dolmabah�e Kurultay� d�zenlenmi�, kabul edilecek yeni harflerle ilgili �al��malara ba�lanm��t�. Gazi Mustafa Kemal, ��kt��� yurt gezilerinde yeni harfleri halka tan�tmaya ba�lam��t�. Bu �al��malar, yasan�n ba�ar�ya ula�mas�na zemin haz�rl�yordu.
Dil Enc�meni �al��malar�n� tamamlar ve Gazi Mustafa Kemal�in d�zeltmeleriyle yeni T�rk alfabesine son �ekli verilir. 22 Eyl�l 1928�de Ba�bakanl��a bir tezkere ile sonu� bildirilir. Bu tezkereden sonra, Maarif Vek�leti, T�rk Harfleri Kanun Tasar�s�n�, Dil Heyeti de �ml� L�gati�ni haz�rlam��t�.
1 Ekim 1928�de tamam�yla L�tin esasl� T�rk harfleriyle bas�lan ilk dergi T�rk�e Gazete yay�mlan�r. 2 Ekim 1928�de yap�lan ��retmenlerin yaz� s�nav�nda da y�zde 95 ba�ar� sa�lan�r. 1 Kas�m 1928 tarihinde T�rkiye B�y�k Millet Meclisinde kabul edilen ve 3 Kas�m 1928�de yay�mlanan Resm� Gazete ile y�r�rl��e giren 1353 say�l� yasayla L�tin harflerine dayal� yeni T�rk alfabesi uygulamaya konulur.
1928 y�l�n�n ikinci yar�s�nda yay�m yapmaya ba�layan Dil Heyeti, Aral�k ay� sonuna dek alt� kitap yay�mlar: Elifba Raporu; Gramer; Halk Dershanelerine Mahsus T�rk Alfabesi; Yeni T�rk Alfabesi. �ml� ve Tasrif �ekilleri; Yeni Yaz� ile K�r�at; Dil Enc�meni Alfabesi.
3 Kas�m 1928 g�n�, Resm� Gazetede yay�mlanan T�rk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakk�ndaki Yasa, getirdikleri s�n�rl� olan, belirli olaylar� veya ki�ileri konu alan herhangi bir yasa de�ildi. T�rkiye B�y�k Millet Meclisinin 1 Kas�m 1928 g�nk� oturumunda g�r���lerek kabul edilen ve 3 Kas�m 1928�de y�r�rl��e giren yeni T�rk harfleriyle ilgili yasa, toplum hayat�nda yeni ufuklar a�acak, T�rk milletini �a�da� uygarl�k d�zeyine ula�t�racak, millet�e ayd�nlanmas�n� sa�layacak bir yasayd�.
Asl�nda bu, T�rklerin ilk alfabe de�i�ikli�i de de�ildi. Daha �nce de �e�itli alfabeler kullan�lm��, zaman i�erisinde alfabeler de�i�tirilmi�ti. Ancak, tarihte ya�anan bu alfabe de�i�iklikleri uzun bir s�re�te ger�ekle�mi�, �e�itli co�raf� sahalarda ayn� zamanda de�i�ik alfabeler kullan�lm��t�. 3 Kas�m 1928�de ise y�r�rl��e giren bu yasayla bir millet topyek�n alfabe de�i�ikli�ini birka� ay gibi k�sa bir s�re i�erisinde ger�ekle�tir�mi��tir. Bu kadar k�sa s�rede ve topluca yap�lan alfabe de�i�ikli�inin ba�ar�yla ger�ekle�mesinin ard�nda Gazi Mustafa Kemal�in kararl�l���, azmi ve k�lt�r konusuna verdi�i �nem bulunmaktad�r.
Yeni T�rk yaz�s�n�n bu kadar k�sa s�re i�erisinde b�y�k bir h�zla ��renilmesinin ve �abucak benimsenmesinin ard�nda ise bu yaz�n�n T�rk�eyi en iyi �ekilde ifade eden bir yaz� olmas� ger�e�i yatmaktad�r. Yeni T�rk yaz�s�nda 29 harf bulunmaktad�r. Matbaa yaz�s�nda harflerin kelime ba��nda, kelime ortas�nda ve kelime sonunda yaz�l��lar� i�in ayr� ayr� �ekiller bulunmamaktad�r. Kelimenin neresinde olursa olsun matbaa yaz�s�nda harflerin tek bir yaz�l�� �ekli bulunmaktad�r. Arap k�kenli Osmanl� alfabesinde matbaa yaz�s�nda bile her harfin kelime ba��nda, ortas�nda ve sonunda yaz�l��� i�in farkl� �ekilleri bulunabilmekteydi. Bu durum, yaz�da �ekil kalabal�kl���n� ortaya ��karmaktan ba�ka bir i�e yaram�yordu. Osmanl� yaz�s�ndaki o g�n�n bas�m evlerinde dizginin elle yap�ld���n�, harflerin teker teker al�narak bir araya getirildi�i d���n�lecek olursa, bir kitab�n veya bir gazetenin dizgisinin ne kadar g�� bir i� oldu�u anla��lacakt�r. Kullan�lan yeni yaz�daki her harfin bir ses de�erinin olmas�, harflere iki veya daha fazla sesi g�sterme veya bir sesi birka� harfle g�sterme g�revinin y�klenmemi� olmas�, okumay� ve yazmay� son derece kolayla�t�r�m����t�r. Yeni T�rk yaz�s�n�n bir ba�ka �nemli �zelli�i, harflerin yaz�l���nda s�zlerin �ekil b�t�nl���n�n korunmas�d�r. Osmanl� yaz�s�nda baz� harfler kendilerinden sonra gelen harflerle biti�memekteydi. Arap alfabesinin �zelli�inden kaynaklanan bu durum, s�zlerin �ekil bak�m�ndan b�l�nmesine yol a��yordu. Biti�meyen harften sonra b�rak�lan bo�luk, s�zler aras�nda b�rak�lan bo�lu�a benziyordu. B�yle bir durumda okuyucu, bir s�z� biti�meyen harf y�z�nden iki ayr� s�z gibi g�r�yordu. S�zlerin �ekil b�t�nl���n� bozan bu durum, Osmanl� yaz�s�nda yanl�� okumalara yol a��yordu. Kullanmakta oldu�umuz yeni yaz�da kelimelerin b�t�nl���n� bozan ve yanl�� okumaya yol a�an yaz�m �zelli�i bulunmamaktad�r.
Yeni T�rk harflerinin kabul�nden sonra �lkede b�y�k bir seferberlik ba�lat�ld�. �ngiliz gazeteleri T�rkiye�deki yaz� de�i�ikli�i �al��malar�n� okuyucular�na �T�rkler topyek�n bir k�lt�r seferberli�i ba�latt�lar� c�mlesiyle duyurdular. Mustafa Kemal�in, il il, kasaba kasaba dola�arak elinde tebe�ir tahta ba��nda bakkala, kasaba, i��iye, erke�e, kad�na okuma yazma ��retti�i bu haberlerde yer al�yordu. D�nya, ilk defa bir cumhurba�kan�n�n elinde tebe�ir halka okuma yazma ��retti�ini g�r�yordu.
Yasan�n ��kar�lmas�ndan sonra yasa h�k�mleri hemen i�letilmeye ba�land�. Yasada devlet dairelerinde 1 Ocak 1929�dan itibaren eski yaz�n�n kullan�lmas�na son verilece�i bildiriliyordu. 1 Ocak 1929 tarihinde b�t�n devlet dairelerinde yeni T�rk yaz�s�n�n kullan�m�na ba�land�. Yeni yay�mlanacak kitaplar�n yeni T�rk yaz�s�yla yay�mlanmas� mecburiyeti getirildi. 1929 y�l�n�n Haziran ay�nda tapu senetleri, n�fus ve evlenme c�zdanlar�, askerlik belgeleri yeni T�rk yaz�s�yla i�lendi. Devlet dairelerindeki daktilolar s�r�atle de�i�tirildi.
Bas�n kurulu�lar� da 1 Aral�k 1928 g�n� b�t�n T�rkiye�de yeni T�rk harfleriyle yay�n yapmaya ba�lam��t�. Gazeteler, dergiler art�k yeni harflerle bas�lm�� bir �ekilde okuyucusuna ula��yordu. �lk g�nlerde gazetelerin bask� say�s�nda ve sat�� say�s�nda bir d���� oldu�u g�r�ld�. Bunun sebebi pek �ok gazetenin yeni harflerle bas�m yapabilecek teknik donan�ma sahip olmamas�ndan kaynaklan�yordu. H�k�met b�t�n ekonomik s�k�nt�lara ra�men gazete ve dergilere ayl�k madd� yard�mda bulunmaya ba�lam��t�.
Yeni harflerin kabul edilmesiyle birlikte yeni T�rk yaz�s�yla bas�lm�� kitap yay�m� hemen ba�lad�. Yeni bir yaz�ya ge�ilmesine ra�men kitap yay�m�nda azalma olmad��� gibi b�y�k bir art�� da g�r�l�yordu. 1876�dan 1928 y�l�na kadarki elli iki y�ll�k d�nemde yakla��k 27.000 kitap yay�mlanm��t�. Bu y�lda ortalama 519 kitap demekti. Yeni bir yaz�ya ge�ildikten sonra 1928-1938 y�llar� aras�ndaki on y�ll�k d�nemde 15.244 kitap yeni harflerle yay�mlanm��t�r. Bu d�nemde bir y�lda yay�mlanan kitap say�s� ortalama olarak 1524�t�r ki bu oran 1928 �ncesi d�nem i�in bir y�lda yay�mlanan kitap say�s�n�n �� kat� demektir.
Devlet dairelerinde kurslar d�zenlendi. Milletvekilleri, bakanlar, m�d�rler, memurlar, m�stahdemler yeni yaz�y� en k�sa s�rede ��rendiler. Yeni yaz�y� ��renenlerin ilk s�nav� yasan�n ��kar�lmas�ndan alt� g�n sonra yap�ld�. 3 Kas�m 1928�de yeni harfler kabul edilmi�, bu harflerden s�navlar 9 Kas�m 1928�de ba�lam��t�. Okullarda ise uygulama daha yasa ��kmadan ba�lam��t�. Ekim ay� ba��nda okullar a��lm�� ve elde hen�z yeni yaz�n�n alfabe kitab�, okuma kitab� olmadan yeni harflerin ��retilmesi i�ine giri�ilmi�ti. ��retmenler yasan�n ��kar�lmas�n� beklemeden, Atat�rk��n A�ustos ay� ba��nda verdi�i i�aretle okullarda yeni yaz�y� ��retmeye ba�lad�lar.
Yasan�n ��kar�lmas�ndan d�rt g�n sonra 7 Kas�m 1928�de ba�bakan �smet �n�n� T�rkiye B�y�k Millet Meclisinde yapt��� konu�mada halk�n yeni harfleri ��renmesi i�in Millet Mektepleri a��laca��n� s�yledi. B�ylece, yeni yaz�y� sadece devlet g�revlileri ve ��renciler de�il milletin tamam� ��renecekti. Ama�, okuma yazma oran�n� art�rmak, milleti cehaletten kurtarmakt�. Millet Mektepleri 1 Ocak 1929 g�n� resmen a��ld�. Kad�n erkek, gen� ya�l� demeden herkesin Millet Mekteplerinde yeni yaz�y� ��renmesi ama�lanm��t�. �llerdeki, il�elerdeki Millet Mekteplerinin a��l��lar� bir t�renle yap�l�yordu. ��retmen, okuma yazma ve yeni T�rk harfleri konusunda bir konu�ma yap�yor, ard�ndan Atat�rk��n T�rk harfleri konusundaki konu�mas�n�n yer ald��� Gazi Hitabesi Pl��� dinletiliyordu. Pl���n dinlenmesinden sonra a��l�� tamamlanm�� oluyor, derslere ba�lan�yordu. Yeni T�rk harflerini bilmeyen, hi�bir okula veya memuriyete devam etmeyen 16-40 ya� aras�ndaki her T�rk vatanda�� bulundu�u m�nt�kada a��lacak olan Millet Mektebine devam etmekle m�kellef k�l�nd�. Eski yaz�y� bilenler iki ayl�k ��retimden ge�iriliyordu. Eski yaz�y� bilmeyenler ise ayr� bir programda d�rt ayl�k kursa devam ediyordu. Kurslar�n sonunda yap�lan s�navda ba�ar�l� olanlara diploma veriliyordu. Millet Mekteplerine bir ay i�inde 856.000 ki�i kaydoldu. Be� y�l i�inde 2.305.924 ki�i Millet Mekteplerinden mezun oldu. Okul �a��ndaki ��renciler ve devlet dairelerinde �al��anlar, bu say�ya d�hil de�ildir.
Millet Mektepleri gibi, T�rk Ocaklar�, Halkodalar�, Halkevleri de �e�itli zamanlarda a�t�klar� kurslarla okul �a�� d���ndaki yurtta�lar�m�z i�in okuma yazma kurslar� d�zenlemi�lerdir.
Devlet dairelerindeki makam adlar�n�n levhalar�n�n yeni yaz�yla yaz�lmas� s�ras�nda bir ba�ka i� daha yap�ld�. Y�llarca Fars�a tamlama �eklinde kullan�lan daire adlar� T�rk�enin s�z dizimi �zelliklerine uygun h�le getirildi: Kalem-i mahsusa husus� kalem olarak, m�essesat-� diniyye m�diriyeti din� m�esseseler m�d�rl��� olarak, emval-i eytam m�diriyeti yetim mallar� m�d�rl��� olarak, k�sm-� siyas� siyas� k�s�m olarak de�i�tirildi. Kelimeler T�rk�ele�tirilmese bile tamlamalar T�rk�eye uygun h�le getirilmi� oluyordu. Bu de�i�iklikler, 1932�deki �zle�tirme ak�m�n�n ilk i�aretleri idi.
T�rk Dil Kurumunun Kurulu�u
Yaz� Devriminden sonra Dil Heyeti da��lmam��, yeni �yelerin kat�lmas�yla geni�letilmi�ti. �o�unlukla Dil Enc�meni, kimi zaman Dil �sti��re Heyeti veya T�rk Dili L�gati Enc�meni ad�yla tan�nan kurulun kulland��� mektup k���d�n�n ba�l���ndan anla��ld���na g�re, resm� ad� daima Dil Heyeti olmu�tur. Heyetin yeni �yeleri Ahmet Rasim, Re�at Nuri, Cel�l Sahir, Velet �elebi, �smail Hikmet, Besim, �brahim Necmi, Hamit Z�beyir, Hasan Fehmi, �shak Refet, Mehmet Baha, Ya�ar Beyler ile Ankara Etnografya M�zesi M�d�r� Gyula M�sz�ros idi. Kurul, Ankara�da Mithatpa�a Caddesi�ndeki binada �al��m��, Talim Terbiye Heyeti ba�kan� Mehmet Emin Bey toplant�lara ba�kanl�k etmi�ti.
1928 y�l� sonunda, yaz� sorunundan dil sorununa ge�ilecektir. 1928 y�l�n�n Aral�k ay�nda terimlerin T�rk�ele�tirilmesi sorununu g�r��mek �zere, �stanbul Dar�lf�nununda 15 �ye, Dar�lf�nun Emini Prof. Dr. Ne�et �mer�in ba�kanl���nda toplanm�� ve bulunan kar��l�klar Ankara�daki Dil �sti��re Heyetinin onay�na sunulmu�tu. Bu kurul, �cra Vekilleri Heyetinin 5 Aral�k 1928 g�nk� karar� �zerine Maarif Vek�letince kurulmu�tu. Kurulun g�revleri �unlard�: 1. B�t�n okul kitaplar�n�n temelini olu�turacak iyi bir dil bilgisi kitab�n�n haz�rlanmas�. 2. Temel gereksinimlere cevap verebilecek bir T�rk�e s�zl���n haz�rlanmas�. S�zl���n haz�rlanmas�nda elden geldi�ince Arap�a ve Fars�a yabanc� s�zlerin yerine halk dilinden ve eski kitaplardan se�ilecek T�rk�e s�zlerin konulmas�. 3. �stanbul a�z�na g�re iml� kurallar�n�n belirlenmesi.
Dil �sti�are Heyeti ilk i� olarak, yeni alfabenin kabul�nden sonra, eski Dil Heyetinin ele ald��� ��ml� L�gati�nin haz�rlanmas�n� h�zland�rm��t�r. �al��malar�n ba��nda, bu i� i�in �emsettin Sami�nin Kamus-� T�rk��siyle Mehmet Baha�n�n Yeni T�rk�e L�gat�ini esas alm��t�r. 29 Ekim 1928�e dek 25.000 s�zden olu�an bu �ml� L�gati her hafta 5 formal�k fasik�ller h�linde yay�mlanm�� ve kitap 12 Aral�k 1928 tarihli bir �n s�zle piyasaya ��km��t�r. �n s�z�n alt�nda Ahmet Cevat, Ahmet Rasim, Cel�l Sahir, Falih R�fk�, Faz�l Ahmet, �brahim Necmi, �brahim Osman, �smail Hikmet, Mehmet Baha, Mehmet Emin, Mehmet �hsan, Rag�p Hul�si, Ru�en E�ref, Yakup Kadri imzalar� bulunmaktad�r.
Bu �ml� K�lavuzundaki �n s�z, T�rk�emizdeki s�zleri ��yle s�n�flam��t�: 1. Halk�a benimsenen s�zler, 2. Yazarlarca kabul edilip halk�a benimsenmeyen s�zler. Birinci k�mede �unlar yer alm��t�r: 1. T�rkistan�dan gelen ve T�rk asl�ndan olan s�zler. 2. Anadolu k�y�lar� ile Rumeli�nin ele ge�mesi sonucu olarak T�rk�eye giren s�zler; 3. Bat� k�kenli olan s�zler. �kinci k�mede de �unlar yer almaktayd�. 1. Arap ve Fars asl�ndan olup halk dilinde ya�ayan s�zlerin yerini tutmak �zere eski yazarlarca kullan�lan s�zler. 2. T�rk�eleri bulunmad���ndan dolay� eski ve yeni T�rk yazarlar�nca kabul edilen Arap ve Fars k�kenli s�zler. 3. Yeni bilim kollar�yla ilgili terimler i�in Arap�a k�klerden T�rk bilginlerince t�retilmi� s�zler. 4. Ya hi� T�rk�eleri olmayan ya da Arap�a k�klerden yap�lan s�zlerin daha kolay anla��lan Frans�zca, Almanca ve �ngilizceden al�nm�� kar��l�klar�.
Enc�men, birinci k�medeki s�zleri, halk�a benimsenmi� oldu�u i�in, ulusun mal� saym�� ve k�lavuzda bunlara yer vermi�, T�rk�e k�kenli hi�bir s�z� atmam��t�. �kinci grupta yer alan s�zlere ise ba�ka i�lem yapmak gere�ini duymu�tu: Yaz� dilinde �nemli bir �zelli�i ve anlat�� g�c� olmayan s�zleri �nemsememi�, fakat �z T�rk�ede kar��l�klar� bulunmad���ndan veya bilimsel bir yolla yap�lm�� T�rk�e s�zlerle anlat�lamad���ndan dolay�, �imdilik gerekli g�r�len s�zlere, hangi as�ldan olursa olsun, dokunmam�� ve bunlar� k�lavuza alm��t�. 1928 y�l� sonunda yay�mlanan �ml� L�gati, 1941�e dek dairelerde ve okullarda kullan�lm��t�. Enc�men 1929 y�l�nda, T�rk�ede Kelime Te�kiline Yarayan L�hikalar ad�yla bir kitap��k yay�mlad�.
17 �ubat 1929�da, Ankara�da, Ba�vekil �smet Pa�an�n ba�kanl���nda bir toplant� yap�lm��t�. Talim ve Terbiye Heyeti �yeleri, Dil Heyeti, Dar�lf�nun m�derrisleri, G�zel Sanatlar Akademisi temsilcilerinin kat�ld��� toplant�da bir �T�rk S�zkitab��n�n haz�rlanmas� karar alt�na al�nm��, bu alanda �al��acak olanlara �dili saf olarak meydana ��karmak� y�nergesi verilmi�ti. Tasarlanan s�zl��e girecek olan terimlerin d�zenlenmesi i�ini Dar�lf�nun �zerine alm��t�r.
Bu giri�imi ve giri�imin amac�n� Falih R�fk� Atay, ��yle anlat�r:
�Dil meselesi ilk �nce Ba�vekil �smet Pa�a�n�n bir parolas� ile do�mu�tur. �smet Pa�a:
-Larousse�un bir t�rk�esini yap�n�z, diyordu.
Ba�vekilin iddias� sade idi: �ki ciltlik Larousse l�gatinin kelimeleri t�rk�ede kar��lanmal�d�r...
Larousse terc�mesine ba�lan�nca Osmanl�can�n fakirli�i hemen meydana ��kt�. Bir�ok kelimeye ihtiya� vard�: Bunlar ya eski metinlerde bulunacak, yahut yeniden yap�lacakt�.�
Frans�zcadan T�rk�eye ve T�rk�eden T�rk�eye s�zler �zerinde �al��an Dil Enc�meni 1931 y�l� ortas�na dek 50.000 s�z� g�zden ge�irmi�, birka� binini bask�ya haz�rlam��t�. Ancak, bu �al��ma bir sonuca ula�amadan �dene�in kesilmesi �zerine Enc�men da��lmak zorunda kal�r.
1932�ye gelene kadar dille ilgili kimi yay�nlar dikkati �eker. Ali Ekrem�in dili ar�la�t�rma konusunda tutucu olan Lisan�m�z kitab�, Prof. Yusuf Ziya�n�n dil kar��la�t�rmalar�na giri�en Yunandan Evvelki T�rk Medeniyeti adl� incelemesi ve �shak Refet�in Dil Kavgas� adl� tart��ma yaz�s� bas�lm��t�r. Bu kitaplar aras�nda �yle bir kitap vard� ki i�eri�inin yan� s�ra Gazi Mustafa Kemal�in bu esere yazd��� k���k bir yaz� bu kitab� T�rk dili tarihi a��s�ndan �nemli k�lacakt�. Prof. Sadri Maksudi, 1930 y�l� sonlar�na do�ru T�rk Dili ��in: Ge�mi�teki, Bug�nk� ve Gelecekteki Yaz� Dilimiz �zerinde D���nceler adl� kitab�n� T�rk Ocaklar�n�n yay�n dizisi aras�nda yay�mlam��t�. Gazi Mustafa Kemal, bu kitab�n ba��na �u s�zleri yazd�:
�Mill� his ile dil aras�ndaki ba� �ok kuvvetlidir. Dilin mill� ve zengin olmas� mill� hissin inki�af�nda ba�l�ca m�essirdir. T�rk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, �uurla i�lensin. �lkesini, y�ksek istikl�lini korumas�n� bilen T�rk milleti, dilini de yabanc� diller boyunduru�undan kurtarmal�d�r.� Gazi M. Kemal
Bu �z deyi�inin ba��nda 2 Eyl�l 1930 tarihi yaz�l�yd�. ��te bu s�zler, 1932 y�l�n�n yaz aylar�nda yap�lacak giri�imin ana d���ncesini olu�turuyordu. �mmet toplumundan ulus toplumuna ge�i�te tarih ve dil birli�inin sa�lanmas� gerekliydi. Bunun bilincinde olan Gazi Mustafa Kemal, tarih ve dil konular�nda ara�t�rma yapmak �zere birer cemiyet kurulmas� d���ncesindeydi. T�rk tarihi ile ilgili bilimsel �al��malar yapmak �zere �nce T�rk Tarihi Tetkik Cemiyeti 19 Nisan 1931�de kurulur. 2-11 Temmuz 1932 tarihleri aras�nda da I. T�rk Tarih Kurultay� toplan�r. Kurultay haz�rl�klar� s�ras�nda dil sorunu da g�ndeme gelir.
�1932 Temmuz ay�nda toplanacak olan Birinci T�rk Tarih Kurultay��nda okunacak tezlerin, Kurultay�dan �nce, tart��malar� Atat�rk��n huzurunda yap�l�yordu. ��te bu tarih �al��malar� ilerlerken Atat�rk dil meselesini de ele almak gereklili�ini duymu�tu.
��nk� tarih� konular�n i�lenmesi s�ras�nda filolojik, etnolojik ara�t�rmalar�n zarur� oldu�u meydana ��k�yordu. Atat�rk dil nazariyelerini izah eden kitaplar� okuyor ve her tarih� konu i�inde dil belgeleriyle halledilecek meseleler oldu�unu g�r�yordu. ��te bu Birinci T�rk Tarih Kurultay��n�n haz�rl�klar� s�ras�nda, bu meselelerle me�gul oluyordu.
Tarihe yard�mc� olacak dil incelemelerini ayn� kurum i�inde bir�ok kol olarak ay�rmay� konu�malar�m�z aras�nda bana telkin ediyordu�.
Tarih Kurultay��n� b�y�k bir dikkatle takip eden Atat�rk, bildirilerin sunulmas� s�ras�nda dil sorununa yeniden e�ilme f�rsat� bulmu�tu. Bildirilerini sunan de�i�ik ku�aklardan tarih�ilerin dilleri, �zellikle kulland�klar� tamlamalar�n farkl�l���, dilin �n pl�na al�nmas� d���ncesini uyand�rm��t�. Hatta Gazi Mustafa Kemal�e g�re, bu i�te hi� gecikilmemeliydi. Ba�lang��ta dil sorununun T�rk Tarihi Tetkik Cemiyeti b�nyesinde bir kol olarak ele al�nmas� d���n�l�r. Ancak, dil sorunu ba�l� ba��na ele al�nmas� gereken bir konudur. Nitekim Tarih Kongresi�nin sonlar�n� Prof. �fet �nan ��yle anlat�r:
�Tarih Kurultay��n�n bitmek �zere oldu�u g�nlerde, dil incelemeleri i�in ayr� bir te�ekk�l�n l�zumu �zerine bana sorular sormaya ba�lam��t�... Benim bu hususta cevab�m �u olmu�tu: �Dil, tarihten ayr� bir metot ile incelenmesi gereken bir konudur.�
Kurultay�da se�ilen T�rk Tarihi Tetkik Cemiyetinin �yeleri 11 Temmuz 1932 g�n� Gazi Mustafa Kemal taraf�ndan K��k�e davet edilmi�lerdi. �fet Han�m, Yusuf Ak�ura, Samih Rifat, Sadri Maksudi, Hamid Z�beyr ve Macar Profes�r Zayti Fren�in de aralar�nda bulundu�u bir kurul, gelecek y�la yeti�tirilecek b�y�k tarih kitab�n�n b�l�mlerini ve bunlar� kimlerin yazaca��n� konu�uyorlard�. Ak�am�zeri toplant�ya Ru�en E�ref Bey de Gazi�nin �zel konu�u olarak �a�r�l�r. Ru�en E�ref �nayd�n, an�lar�nda T�rk Dil Kurumunun kurulu�una nas�l karar verildi�ini �u s�zlerle anlat�r:
�Ak�am�zeri �ankaya�ya gittim. Kendileri birka� vakittir Yeni K��k�e ge�mi�lerdi. Yukar� katta, kitap odas�n�n yan�nda �al��ma salonunda huzurlar�na ��kt�m... Salonun orta yerinde uzun masas�n�n ba��nda oturuyorlard�. O masan�n etraf�nda T�rk Tarihi Tetkik Cemiyeti azalar� da vard�... Tarih konu�mas� bitmek �zere iken Gazi hazretleri, oradakilere sordular:
-Dil i�lerini d���necek zaman da gelmi�tir. Ne dersiniz.�
Dil Enc�meni g�rev yapt�ktan bir s�re sonra, �al��ma h�z�n� kaybetmi�, tahsisat� kesilmi�ti. K�sacas� Enc�men art�k �al��m�yordu. Bunlar� yak�ndan bilen Atat�rk, o ak�am K��k�te haz�r bulunanlara d���ncelerini ��yle a��klar:
��yle ise, T�rk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona karde� bir dil cemiyeti kural�m. Ad� T�rk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.�
B�ylece bir dil �cemiyet�inin kurulmas� i�in ilk ad�mlar at�l�r. Ancak, hareketin �ok �abuk ger�ekle�mesini isteyen Gazi, bu arzusunu haz�r bulunanlara s�yledi�i �u s�zleriyle belirtir:
�Yar�n H�k�mete istida verip Cemiyet�in iznini almal�. Fakat bunun i�in daha �nce bir reis, bir de umum� k�tip se�meli. Ben her ikisini de burada, aram�zda g�r�yorum.�
Samih Rifat ba�kan, Ru�en E�ref de k�tip olacaklard�r. �yelikler i�in de Ru�en E�ref�in teklifi �zerine Yakup Kadri ile Cel�l Sahir uygun g�r�l�rler. Gazi Mustafa Kemal, cemiyetin nizamnamesinin haz�rlanmas� i�in ge�ici olarak T�rk Tarihi Tetkik Cemiyetinin nizamnamesinden yararlan�lmas�n�, yenisinin ilerde yap�lmas�n� �nerir.
Gazi Mustafa Kemal, �bir dil cemiyeti kural�m� derken yeni cemiyetin ne gibi i�lerle u�ra�aca��n� kendi eliyle �izdi�i �emada ��yle belirtmi�ti:
Filoloji ve Leng�istik T�rk Dili 
Filoloji ve Leng�istik L�gat ve Gramer ve Etimoloji
Ist�lah Sentaks
Gazi Mustafa Kemal�in bu �ema ile g�stermeye �al��t��� konulara �fet �nan daha de�i�ik bir a��dan yakla��yor ve Gazi�nin g�r��lerini �u ifadelerle ortaya koyuyordu:
�Atat�rk��n T�rk Dil Kurumu i�in hedefi iki cepheli olmu�tur:
1. T�rk dilinin sadele�mesi, halk�n konu�ma dili aras�nda bir birlik ve ahenk kurulmas�. Konu�ma, edebiyat ve bilim dilimizin kesin kurallarla tespit edilerek tarih� metinlerden ve ya�ayan halk leh�elerinden taramalar, derlemeler yaparak bir kelime ve terim hazinesi v�cuda getirilmesi.
Bunlar�n ba�ar�lmas� i�in zamana ve yeni bir kurulun s�rekli �al��malar�na ihtiya� g�steriyordu.
2. Dil incelemelerinde ikinci hedef, tarih� ara�t�rmalarda belge olan, �l� veya eski dillerin metotlu bir �ekilde incelenmesi ve mukayese edilmesi�
12 Temmuz 1932 g�n� T�rk Dili Tetkik Cemiyetinin (TDTC) izinnamesi Emniyet-i Um�miye (Emniyet Genel) M�d�rl���ne g�nderilir ve b�ylece Cemiyet resmen tescil edilmi� olur. �zinname suretinde Cemiyetin kurulu� amac� �T�rk dilini tetkik ve elde edilecek neticeleri ne�retmek� olarak yaz�lm��t�r.
TDTC�nin nizamnamesinin birinci maddesinde T�rkiye Cumhuriyeti Reisi Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin y�ksek himayeleri alt�nda ve Ankara �ehrinde T�rk Dili Tetkik Cemiyeti adl� bir cemiyet kuruldu�u yaz�lm��t�r. Maarif Vekilinin �fahr� reis� oldu�u ikinci maddede belirtilmi�, Cemiyetin amac� ise nizamnamenin 3. maddesinde yer alm��t�r: �Cemiyetin maksad� T�rk dilini tetkik ve elde edilen neticeleri ne�ir ve tamim etmektir�.
Birinci T�rk Dil Kurultay�
Kurulu� i�lemlerinin tamamlanmas�n�n ard�ndan Cemiyetin yap�lanma i�leri h�zla tamamlan�r. Ancak Cemiyetin kurulmas�, i�lerin halloldu�u anlam�na gelmemektedir. Yaz tatili i�in Yalova�ya giden, oradan da �stanbul�a ge�en Gazi Mustafa Kemal, kurdu�u Cemiyetin istedi�i faaliyetleri ger�ekle�tirebilmesi i�in tatil s�resince bu yeni eseriyle yak�ndan ilgilenmeyi s�rd�recektir. Yalova�da dil i�i i�in T�rk tarihine �izdi�i programdan ayr� ve yepyeni bir yol izler.
��nce Kurultay� toplamak, tezi orada anlatmak, dil m�tehass�slar�n�n, ediplerin, �airlerin, gazetecilerin, muallimlerin d���ncelerini dinlemek, b�t�n milleti kendi dilinin i�lerinde al�kaland�rmak, nizamnameyi, program� kurultayda konu�turmak, merkez heyetini ona g�re se�tirmek, sonra h�zla �al��maya ge�mek.�
Daha sonra Dolmabah�e Saray��nda devam eden �al��malar s�ras�nda Eyl�l ay� i�inde bir Dil Kurultay��n�n toplanaca��n�n il�n edilmesini ve ilgililerin bu kurultaya �a�r�lmas�n� ister. 3 Eyl�l 1932 g�n� bas�na verilen ve ertesi g�n gazetelerde yer alan bir beyanname ile toplant�n�n yap�laca�� duyurulur. Kad�n, erkek her yurtta��n davetli oldu�unu, do�rudan do�ruya �al��mak arzusunda olanlar�n Dolmabah�e Saray��ndaki Cemiyet K�tipli�ine ba�vurmalar� istenir.
Yusuf Ak�ura, H. Cemil �ambel, Yunus Nadi gibi ilk m�te�ebbis heyet �yelerinden kimileri hastal�k, gezi gibi sebeplerden dolay� �stanbul�da bulunamad���ndan, Gazi�nin iste�iyle yerlerine, dil tezini anlat�p savunacak ki�ilerden olu�an yeni bir kurul se�ildi. Samih Rifat, Ru�en E�ref, Rag�p Hul�si, Re�at Nuri, Dr. Ali Saim, Celal Sahir, Ahmet Cevat, Ahmet �hsan, Ali Canip, Hasan �li, �hsan, Ru�eni, Yakup Kadri Beylerden olu�an bu kurulun ba�kan� Samih Rifat, Genel Sekreteri Ru�en E�ref, Veznedar� Cel�l Sahir Bey�di. Samih Rifat Bey, hasta oldu�u i�in �aml�ca�daki evinden Dolmabah�e Saray��ndaki bir odaya ta��nm��, doktor g�zetiminde hasta yata��nda Kurultay �al��malar�n� y�netmi�, program ve t�z�k tasla��n� haz�rlam��t�.
Kurulun �al��malar� Gazi Mustafa Kemal taraf�ndan benimsenir ve Kurultay�n toplanaca�� g�n, 20 Eyl�l 1932�de bas�n arac�l���yla b�t�n yurda duyurulur. Kurultay�da konu�ulacak ba�l�ca konular �u �� ba�l�k alt�nda toplanm��t�r:
1. Dilin men�ei
2. T�rk dilinin bug�nk� h�li, asr� ve meden� ihtiya�lar�
3. T�rk dilinin m�stakbel inki�aflar�
Kurultay, iki ay gibi �ok k�sa bir s�rede haz�rlan�r ve 26 Eyl�l-4 Ekim 1932 tarihleri aras�nda Dolmabah�e Saray��nda toplan�r. �a�r�l�lar aras�nda dilciler oldu�u kadar, Abd�lhak Hamit, Sami Pa�azade, Halit Ziya, Cenap �ahabettin, H�seyin Cahit, H�seyin Rahmi, Mehmet Emin, Ahmet Ha�im, Ahmet Rasim, Falih R�fk�, Yunus Nadi gibi �air ve yazarlar da bulunmaktayd�. Daha Kurultay �ncesinde H�seyin Cahit�in tezi b�y�k tart��ma yaratm��t�. Falih R�fk� da H�seyin Cahit�in d���ncelerine benzer d���nceler ta��maktayd�. Kurultay �ncesi, bu g�r���n� Atat�rk�e a��klayan Falih R�fk��ya Atat�rk:
-�ocu�um, senin de H�seyin Cahit gibi d���nd�klerin olabilir. Fakat ona cevap verecek olanlar�n cesaretini k�rma, der.
H�seyin Cahit�in dilin kendi do�al geli�mesine b�rak�lmas� gerekti�i ve dilde zorlama yap�lamayaca�� �eklindeki konu�malar� Kurultayda b�y�k tart��ma yaratt�. Ali Canip, Faz�l Ahmet, Hasan �li, Samih Rifat kar�� d���ncelerini belirttiler. Kurultay, Kurumun y�r�tece�i �al��malar�n program�n� yapm�� ve y�neticileri se�mi�ti. Kurultayda al�nan kararlar, �al��malar�n nas�l yap�laca��n� ortaya koyuyordu. Yap�lmas� gereken i�ler ��yle s�ralanm��t�: T�rk�enin S�mer, Eti gibi en eski dillerle, Hint-Avrupa ve Sami dilleriyle kar��la�t�rmas�n�n yap�lmas�; T�rk�enin tarih� geli�iminin ara�t�r�lmas� ve kar��la�t�rmal� dil bilgisinin yaz�lmas�; leh�eler ve terimler s�zl�klerinin haz�rlanmas�, T�rk�e s�zl�k ��kar�lmas�; halk dilindeki ve tarih� metinlerdeki T�rk�e k�kenli s�zlerin derlenmesi, taranmas� ve yay�mlanmas�; T�rk�ede s�z t�retme ilkelerinin belirlenmesi ve bu ilkelere uygun bi�imde T�rk�e k�klerden yeni s�zler t�retilmesi; �zellikle yaz� dilinde s�k�a kullan�lan yabanc� k�kenli s�zlerin yerini alacak �z T�rk�e s�zlerin �nerilmesi ve yayg�nla�t�r�lmas�; ba�ka �lkelerde yay�mlanan T�rk dili ile ilgili yay�nlar�n toplanmas�, gerekli olanlar�n T�rk�eye �evrilmesi; T�rk dili ile ilgili yaz�lar�n yer ald��� bir derginin yay�mlanmas�; gazetelerde dil konular�na �zel sayfa ayr�lmas�.
Birinci T�rk Dil Kurultay��n�n ard�ndan 17 Ekim 1932 g�n� Cemiyetten yap�lan a��klamada Kurultay�da dil konusunda k�kl� i�lerin yap�lmas�na karar verildi�i ve bu i�lerin yap�lmas�yla T�rk Dili Tetkik Cemiyeti Merkez Heyetinin g�revlendirildi�i belirtilir. T�rk dilini, mill� k�lt�r�n eksiksiz bir anlat�m arac� h�line getirmek, �a�da� uygarl���n �n�ne koydu�u b�t�n gerekleri kar��layacak bir m�kemmelli�e eri�tirmek, temel unsurlar� �z T�rk�e olan mill� bir dil yaratmak Kurultay�n amac� olarak g�sterilmi�ti. Halk��l�k ilkesine g�re halk ile ayd�nlar aras�nda mahiyet bak�m�ndan iki ayr� dilin varl��� ortadan kald�r�lmal� ve mill� bir dil yarat�lmal�yd�. Bu amac� ger�ekle�tirmek i�in T�rk�eye yabanc� olan unsurlar� yaz� dilinden atmak gerekiyordu. Bunun i�in de yaz�l� kaynaklar�, halk a�z�nda ya�ayan dil malzemesini ara�t�rarak geni� derleme ile b�y�k bir T�rk L�gati�nin haz�rlanmas�, T�rk leh�elerini i�ine alacak bir T�rk L�gati meydana getirilmesi, T�rk�enin yaz�s�n�, ba�l� oldu�u olu�um yasalar�n� belirleyerek T�rk�enin dil bilgisi ile s�z diziminin ortaya ��kar�lmas� sa�lanmal�yd�. A��klamada terimler konusuna da �nemli bir yer ayr�lm��t�. Bat� dillerinin hi�birinden a�a�� olmamak �zere, onlardaki y�ksek kavramlar� anlatacak keskinli�i, a��kl��� ta��mak �zere bilim dilimizin belkemi�i olan terimleri de belirlemek gerekiyordu. B�t�n bunlar, en g�zel en uyumlu T�rk�eye ba�l� kalmak ilkesini g�zden uzak tutmadan yap�lacakt�.
A��klamada bu �al��malar�n ba�ar�ya ula�abilmesi i�in b�t�n milletin, k�yl�s�yle �ehirlisiyle emek birli�i yapmas� gerekti�i vurgulan�yordu. TDTC�nin a��klamas� �u c�mle ile sona eriyordu: �Bize en b�y�k g��l�kleri yenmek i�in, en �etin engelleri y�kmak i�in her zaman fikir, kuvvet, cesaret ve emniyet veren Gazi Hazretlerinin T�rk dilinin canland�r�lmas� i�inde de ba��m�zda bulunmas�, bize y�ksek del�let ve i�aretleriyle rehberlik etmesi i�lerimizde muvaffakiyetin en kat�� bir delilidir�
Kurultay Sonras� �al��malar
Bu duyurudan sonra Bakanlar Kurulunca 21 Kas�m 1932 tarihinde kabul edilen 13507 say�l� S�z Derleme Talimatn�mesi ve ard�ndan da 1933 y�l� bahar�nda yay�mlanan beyannamelerle, daha sonra Dil Devrimi olarak adland�r�lacak �al��malar ba�lad�. B�t�n �lkede bir anda dil seferberli�i ba�lad�. Yaz� ve konu�ma dilinde kullan�lan Arap�a s�zlerin T�rk�e kar��l�klar�n�n en k�sa yoldan ve az zamanda bulmak i�ini yurtta�lar�n yard�m�yla ger�ekle�tirmek i�in anket haz�rland�. Bu anket i�in �emsettin Sami�nin Kamus-� T�rk� adl� eseri esas al�nacakt�. Bu s�zl�kte bulunan s�zlerden konu�mada ve yazmada kullan�lmakta olan Arap�a ve Fars�a s�zler taranarak bunlardan kar��l�klar� aranacak olanlar birbiri ard�nca listeler h�linde her g�n ajans, radyo ve gazetelerde bildirilecekti. Anketin sonucunun �� ayda al�nmas� tasarlan�yordu. Bu �al��mayla bir kar��l�klar k�lavuzunun haz�rlanmas� ama�lanm��t�. A��klamada gazetelerin bu listeleri a�acaklar� dil s�tununda �halk�n dikkatine �arpacak bir yolda ne�redecek ve herkesin bu s�zlere kar��l�k bulmas�n� te�vike elinden geldi�i kadar �al��acak�lar� �zellikle belirtiliyordu. Listedeki s�zlere kar��l�k olarak g�nderilecek teklifler de gene bu dil s�tunlar�nda yay�mlanacak ve bu n�shalardan ��er adet Cemiyet merkezine g�nderilecekti. Gazetelerin hacminin b�t�n cevaplar� basmaya yetmedi�i durumlarda bas�lamayan cevaplar�n da gazeteler taraf�ndan Cemiyet Merkezine g�nderilmesi isteniyordu. Gazetelerin g�revleri bununla da bitmiyordu. Gazetelerdeki b�t�n yazarlar, be�endikleri kar��l�klar� yaz�lar�nda kullanacaklard�. B�ylelikle bu kar��l�klar�n dilde tutunmas� ama�lan�yordu.
�lkenin ayd�nlar�ndan, okuryazarlar�ndan da beklenenler bu beyannamede yer almaktayd�. Gazetelerde ��kacak, ajanslar ve radyolarla bildirilecek olan Arap�a ve Fars�a s�zlere d���nd�kleri, be�endikleri �z T�rk�e kar��l�klar� teklif olarak yazmak, bu kar��l�klar�n bir suretini do�rudan do�ruya Ankara�da TDTC Merkezine g�ndermek ve bir suretini de bulundu�u yerdeki gazeteye bildirmek g�revi veriliyordu.
Cemiyet, 10 Mart 1933�te Anadolu Ajans�na ve di�er bas�n kurulu�lar�na g�nderdi�i beyannamede anket uygulamas�n�n ba�layaca��n� duyurmaktad�r:
�TDTC�nin a�t��� anket yar�n ba�l�yor. Cemiyet, yar�n radyolara, ajansa, gazetelere birinci liste olarak 16 s�z bildirecektir. Bu s�zler Kamus-� T�rk�den se�ilmi�tir. Gazetelerin birinci dil anketi listesinin ��kt���n� birinci sayfalar�nda kal�n harflerle g�stermeleri ve listeyi g�ze �arpar bir yolda basmalar� rica olunur.
Birinci listede yaz�l� s�zlerin ister birine, yahut birka��na, ister hepsine kar��l�k bulan yurtta�lar, bu kar��l�klar� gazetelere ve Cemiyete bildireceklerdir. Kar��l�k g�nderenlerin listeleri birbirine kar��t�rmayarak, her listedeki s�zler i�in ayr� birer k���t yazmalar�, gelen kar��l�klar� dizilemekte �ok i�e yarayacakt�r. Gazetelerin de gelen kar��l�klar� liste say�lar�na g�re ayr� ayr� yazmalar� kolayl�k verici bir �eydir.
Listedeki s�zlere kar��l�k ararken, her s�z�n anlatt��� d���nceye yak�n ba�ka d���nceleri de g�z �n�nde bulundurmak, do�ru ve uygun kar��l�k bulmaya yarar. Birinci listede ��kacak s�zlerden biri de ��ti�dir. Buna kar��l�k ararken, buna �ok yak�n olan �istikbal�, �m�stakbel� s�zleriyle aradaki ince ayr�l��� da d���nmelidir.
Bir s�z�n anlatt��� t�rl� d���ncelere ayr� ayr� kar��l�klar g�sterilebilir. �Ati� s�z�n�n �gelecek zaman�, �a�a��da� d���ncelerine uyan iki manas�n� birden bir T�rk�e kar��l�kla anlatamazsak ikisine ayr� ayr� kar��l�k ileri s�rebiliriz. ��stikbal� s�z�n�n �zaman� ve �kar��lama� manalar� da b�yledir.
Listeler s�ra say�lar�yla ��kar�lacakt�r. Her listeye kar��l�k verenler cevaplar�nda liste say�s�n� anarak kar��l�k bulduklar� s�zleri s�ralamal� ve kar��lar�na da bulduklar� kar��l�klar� yazmal�d�r.
Cemiyete gelen cevaplar ve gazetelerde yaz�lacak kar��l�klar, s�ralanarak, ileri s�r�len t�rl� kar��l�klar aras�nda en uygun g�r�len bir, yahut birka� kar��l�k bas�lacak olan kar��l�klar k�lavuzuna konulacakt�r.
Bu anket, her g�n konu�up yazd���m�z dilin i�inde duran Arap�a ve Fars�a s�zler yerine �z T�rk�e s�zler konulmas�n� kolayla�t�raca�� i�in yurtta�lar�n bu b�y�k dil i�ine ellerinden geldi�i kadar yard�m etmek isteyecekleri belli bir �eydir.
T�rk yazarlar� da, ortaya d�k�lecek olan bu kar��l�klardan be�endiklerini �imdiden yaz�lar�nda kullanarak dilimizin �zle�mesinde �nc�l�k etmi� olacaklard�r.
S�z listeleri, g�nlerce bir harfle ba�layan s�zlere ba�lanarak b�kk�nl�k vermemek i�in, her g�n ba�ka harfle ba�layan s�zlerden verilecek, sonra gene ba�a d�n�lerek kalanlar ba�ka listelere konulacakt�r.
Kar��l�klar� aranacak s�zler i�in yabanc� k�kten geldi�i san�lan her s�z bulunacakt�r. Bunlar�n i�inde �ok yay�lm�� herkesin s�yledi�i s�zler de olabilir. O s�zlere kar��l�k aranmas�, hatta bulunmas� onlar�n dilden ��kar�laca�� demek de�ildir.
Anketin nas�l yap�laca�� i�in �� g�nden beri yaz�lan �eyler, bu i�in her yan�n� ortaya koymu�tur. Bununla beraber gazetelerden, yahut yurtta�lardan bir noktada teredd�de d��enler olursa, TDTC Merkezinde Ne�riyat Kolundan sorulabilir.�
Belirlenen amac� ger�ekle�tirmeye y�nelik �abalarda h�k�met ve y�netim Kurumu tam yetkiyle destekliyordu. Her ilde bir �dil heyeti� kuruldu. Valinin ba�kanl���ndaki heyette TDTC�nin yerel �ubelerinin �yelerine ek olarak belediye ba�kan�, �st d�zey bir asker� yetkili, maarif ve sa�l�k m�d�rl�klerinden yetkililer, lise m�d�rleri ve di�er yetkililer bulunuyordu. Ayn� �ekilde her il�ede en y�ksek yerel g�revlilerden olu�an benzer heyetler kuruldu. �o�unlu�unu ��retmenlerin olu�turdu�u derleyiciler, derledikleri s�zleri �e�itli bilgilerle birlikte fi�lere yaz�yorlar, bu fi�leri TDTC Genel Merkezine g�nderiyorlard�. Bu �al��man�n yap�lmas�nda g�sterilen �zene kar��l�k derleyicilerin �o�unun dil bilimi ��retiminden yoksun olmas� y�z�nden fi�lerde yanl��l�klar ve eksiklikler vard�. Derleyicilerin �o�unun yeni T�rk yaz�s�n� s�zlerdeki sesleri i�aret etmeden kullanmas�, iml�da birli�in sa�lanamamas�na yol a�m��t�. Bu y�zden daha sonra yay�mlanacak s�zl�kteki bu t�rden yanl��lar, ele�tiri konusu olacakt�r. TDTC, halk a�z�ndan s�z derleme �al��mas�n�n yan� s�ra tarih� metinleri de tarayarak yaz� dilinde kullan�lmayan eski T�rk�e s�zleri ortaya koydu.
�kinci T�rk Dil Kurultay�n�n topland��� 18 A�ustos 1934 tarihine kadar olan d�nemde TDTC�nin �al��malar� ��yle �zetlenebilir: Halk a�z�ndan s�z derleme i�i 1933 y�l�n�n ilk ay�nda ba�lam��, Kurultaya kadar Ankara�da biriken fi� say�s� 130.000�e ula�m��t�. Yabanc� s�zlere kar��l�k bulma i�i 12 Mart 1933�te ba�lam��, duyurulan 1.382 Arap�a ve Fars�a s�ze gelen kar��l�klardan 1.100�� anket komisyonunca se�ilmi�, bunlardan 640�� Merkezce kabul edilmi�ti. �e�itli kaynaklar�n taranmas�yla elde edilen 125.000�den fazla fi�ten 7.572�si Osmanl�cadan T�rk�eye S�z Kar��l�klar� Tarama Dergisi�nin birinci cildini meydana getirmi�ti. �e�itli bilim dallar�na ait terimleri bulmak �zere Cemiyetin L�gat-Ist�lah Kolu 16 dala ayr�lm��, haz�rlanan Osmanl�ca terimler, T�rk�e kar��l�klar� bulunmak �zere ilgililere g�nderilmi�ti. T�rk�enin ana gramerini meydana getirebilmek i�in Gramer-Sentaks Kolu bir anket a�m�� ve ilgililere g�ndermi�ti. �ki kurultay aras�nda 10�a yak�n kitap yay�mlanm��t�.
1934 y�l�nda bu �al��malar�n ilk �r�nlerinden biri olan Osmanl�cadan T�rk�eye S�z Kar��l�klar� Tarama Dergisi yay�mland�. �ki ciltten olu�an �dergi�nin birinci cildi Osmanl�cadan T�rk�eye kar��l�klar� i�eriyordu. �kinci cilt ise T�rk�eden Osmanl�caya indeks idi. Birinci cildin ilk sayfas�ndaki ithaf dikkati �ekiyordu:
T�rk Dili Tetkik Cemiyeti,
T�rk dilinin �zle�tirilmesi �lk�s�n� ortaya atan, canland�rd���, ye�ni�le��tir�di�i, ileri g�t�rd��� milletine asr�n b�t�n medeniyetini, k���l�t�r�n� ve tek�ni�ini anlatabilecek bir �z dil yaratmak yolunu da a�an
Y�ksek Hami Reisi
Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine
bor�lu oldu�u t�kenmez ��kranlar�n� bir daha tekrarlar, bu de�ersiz eseri o �ok de�erli Ba�bu�un y�ce ad�na en derin sayg�larla ithaf eder.
Eserin �n s�z�nde 90.000�e varan tarama fi�lerinin Cemiyet�e birer birer denetlenmesine imk�n ve zaman bulunamad��� belirtiliyordu. Tarama Dergisi, esas itibar�yla bir i�lenmemi� malzeme listesiydi. Dergi�de rastlanacak yanl��lar�n hemen Cemiyete bildirilmesi de isteniyordu. �n s�z �u c�mlelerle sona ermekteydi: �Hul�sa, Tarama Dergisi dilimizde kullan�lan yabanc� s�zlere �z T�rk�e kar��l�k arama yolunda yeni ve geni� bir ad�md�r. B�t�n T�rkl���n el birli�iyle bunun daha geni� ad�mlarla tamamlanaca��n� umar�z.�
Dergi�de madde ba��nda yer alan Arap�a, Fars�a k�kenli s�zlere kar��l�k olarak T�rk�ede, tarih� ve �a�da� leh�elerde ya�ayan s�zler verilmi�ti. �n s�zde de belirtildi�i gibi Arap�a, Fars�a k�kenli s�zler yerine burada kar��l�klar� verilen T�rk�e s�zlerin kullan�larak T�rk�enin �zle�mesi ama�lan�yordu. Bu kar��l�klar, pek �ok ki�i taraf�ndan kullan�lmaya ba�land�. Bu, ger�ekten sonu� verici bir �al��mayd�. Halk�n konu�ma dilinde veya T�rk leh�elerinde bulunan s�zlerin T�rk yaz� diline kazand�r�lmas� ama�lan�yordu. Tarama Dergisi�nin ikinci cildi g�zden ge�irildi�inde �nerilen pek �ok s�z�n zamanla tutulup yayg�nla�t��� g�r�lecektir: Ana yol, arma�an, ayd�n, duyum, kat�ks�z, ola�an, olgun, onarmak, onay, ondal�k, oturum, �rnek, peki�mek, say�, t�ketmek... Bununla birlikte tutulmayan, yayg�nla�mayan s�zler de az de�ildir: Ala�satmak, astrav, ayland�rmak, aylan�, baya�ut, d��az, d�mcukmak, d�rdala�, obu�in, sa�ut, soksok, t�mars�k, tirikl�k, yavza��rmak... Kimi s�zlerin ise bug�n ba�ka anlamda kullan�ld��� g�r�l�r. Sorun s�z� �matlap, mesalih, mutalebe� kar��l���nda �nerilmi� olmas�na kar��l�k bug�n �mesele� kar��l���nda kullan�lmaktad�r. Mesele kar��l���nda �nerilen s�z ise sorum idi. Tayyare kar��l���nda �nerilen u�kan s�z� tutulmam��, ayn� Dergi�de yer alan u�ak s�z� tutulmu�tur.
Osmanl� T�rk�esinde kullan�lan bir s�ze kar��l�k Dergi�de birden fazla T�rk�e s�z �neriliyordu. Bu durum, Arap�a, Fars�a s�ze kar��l�k verilen T�rk�e s�zlerden hangisinin kullan�laca�� konusunda bir kar���kl�k ya�anmas�na yol a�t�. Herkes be�endi�i bir s�z� kullan�yordu. Dergi�de ak�l s�z� i�in 28 kar��l�k bulunuyordu: an, ang, anlay��, arga, ay, ayla, ba�, bili�, bilg�, b����, d���nme, es, is, kapar, k�yg�, ok, on (�n), oy, �� (�k), sa�, sa���, sime, u�uk, us, uz, ��, �k, zerey. Acele s�z� i�in ise tam 41 kar��l�k verilmi�ti.
G�nl�k dilde canl� bir bi�imde kullan�lan ve kullan�m s�kl��� y�ksek olan s�zler bile Arap�a, Fars�a olduklar� i�in dilden at�lacak s�zler olarak anket listesinde yer al�yordu. T�rk�enin �zle�mesi �al��mas� bir anda yeni bir tasfiyecilik ak�m�na d�n��m��t�. Bu d�nem, bu y�zden daha sonra a��r� �zle�tirmecilik, tasfiyecilik d�nemi olarak adland�r�lacakt�r. T�rk�eye yabanc� sesler ta��yan d�kk�n gibi s�zlerin dilden ��kar�lmas� yerine, bi�imi ve anlam� de�i�mi� olan c�mert, f�rka gibi Arap�a, Fars�a s�zlere kar��l�k �nerilmesi, yabanc� ara�t�rmac�lar taraf�ndan da ele�tirilecektir.
18 A�ustos 1934�te �kinci T�rk Dil Kurultay� toplan�r. Bu Kurultayda T�rk Dili Tetkik Cemiyetinin ad� T�rk Dili Ara�t�rma Kurumuna �evrilir. Takrirler ve teklifler komisyonunun raporunda resm� devlet yay�nlar�n� ve devlet duyurular�n� �z T�rk�eye �evirmekte i� birli�i yapmak i�in Cemiyet Merkezinde devlet kurumlar�na yard�mc� bir b�ro kurulmas� teklifi de yer almaktad�r. Prof. Me��aninof, Prof. Samoilovi� gibi �e�itli yabanc� T�rkologlar�n da kat�ld��� Kurultayda terimlerin T�rk�e k�klerden T�rk�e eklerle t�retilmesi ilkesi benimsenir. Kesin zorunluluk durumunda, bat�da kullan�lan bilim ve teknik terimlerin ya�ayan yabanc� dillerden de�il de bu dillerin ana dili say�lan eski dillerden al�nmas� ilkesi de terim komisyonu raporunda yer almaktad�r. Bundan anla��lan; gerekti�inde Frans�z, Alman, �ngiliz dillerinden terim almak yerine bu dillere kaynakl�k etmi� olan L�tince, Grek�e gibi �l� dillerden terim al�nabilece�idir. Bu d���nce zamanla bat� dillerinden ge�en s�zlere kar�� daha �l�ml� yakla��ma d�n��ecektir..
Gazi Mustafa Kemal, 3 Kas�m 1934�te �sve� Veliaht� Prens Gustav Adolf�� �ankaya K��k��nde kabul eder. Kabul t�reninde Gazi, �u konu�may� yapar:
�Altes Ruvay�l,
Bu gece ulu konuklar�m�za, T�rkiye�ye u�ur getirdiklerini s�ylerken duygum t�kel �zg� bir k�van�t�r.
Burada kald���n�z uzca sizi sarmaktan hi� durm�yacak �l�k sevgi i�inde, bu yurtta, yurdunuz i�in beslenmi� duygular�n bir yankusunu bulacaks�n�z.
�sve� T�rk uluslar�n�n kazanm�� olduklar� utkular�n silinmez damgalar�n� tarih ta��maktad�r. S�erdemli�i, onu bu iki ulus, �nl�, sanl� �zlerinin derinli�inde sonsuz tutmaktad�r.
Ancak, daha ba�ka bir alanda da onlar erdemlerini o denl� yalt�r�kl� y�ndemle g�stermi�lerdir. Bu yolda kazand�klar� utkular, ger�ekten daha az �zence de�er de�ildir.
Avrupan�n iki bitim ucunda yerlerini berkiten uluslar�m�z, ata� �zl�klerinin t�m �ss�lar� olarak baysak, �n�rme, uygunluk k�ldac�lar� olmu� bulunuyorlar; onlar, bug�n, en g�zel utkuyu kazanm�ya an�klan�yorlar: Baysal utkusu.
Altes Ruvay�l;
Yetmi� be�inci do�um y�l�nda o�uz baban�z b�t�n acunda sayg�l� bir sevginin s�y�nc� ile �evrelendi. Genlik, baysal, i�inde erk s�rmenin g�c� i�te bundad�r.
�nl� baban�z y�ksek k�ral�n�z Be�inci Gustav��n g�nenci i�in en �s� dileklerimi sunarken, Altes Ruvay�l, sizin, Altes Ruvay�l Prenses Luiz�in, sevimli k�z�n�z Altes Ruvay�l Prenses �ngrid�in esenli�ini; t�z�n �sve� ulusunun g�nencine, genli�ine i�iyorum.�
Gazi Mustafa Kemal�in bu konu�mas�nda ge�en t�kel �tam�, uz �s�re�, s�erdemlik �asker� fazilet ve h�ner�, yalt�r�kl� �nurlu, ayd�nl�k�, �zen� �g�pta�, bitim ucu �nihayet�, �ss� �sahip�, baysak �huzur�, �n�rme �geli�me�, k�ldac� �amil�, an�klanmak �haz�rlanmak�, t�z�n �asil� gibi s�zler, tarama veya derleme yoluyla Dergi�ye al�nm��lard�.
Gazi Mustafa Kemal, 1934�te Dil Bayram� dolay�s�yla Kuruma g�nderdi�i iletide de �z T�rk�e s�zler kullanm��t�:
�Dil Bayram�ndan �t�r� T�rk Dili Ara�t�rma Kurumu Genel�ze�inden, ulusal kurumlar�ndan, t�rl� orunlar�ndan bir�ok kutunbitikler ald�m. G�sterilen g�zel duygulardan k�van� duydum. Ben de kamuyu kutlular�m.
Gazi M. Kemal�
�lk geri ad�m, �kinci Kurultaydan sonra at�lacakt�r. Tarama Dergisi�nin yay�mland��� y�ldan �kinci T�rk Dil Kurultay�na kadar ge�en s�re i�erisinde Kurumun tutumunda �nemli de�i�iklikler ortaya ��km��t�. 1933-1934 y�llar�nda desteklenen a��r� �zle�tirmecili�in dil karma�as�na yol a�t���, Arap�a ve Fars�adan al�nt�lanan ve g�ndelik hayatta kullan�lan y�zlerce s�z�n, T�rk�e kar��l�klar� halk taraf�ndan benimsenmeden dilden ay�klanmas� belirgin bir durumdayd�. Bu y�zden �zle�tirme giri�iminde belirgin bir yava�lama g�r�l�r. 1935�te yay�mlanan Cep K�lavuzu�nun �n s�z�nde k�lavuzun �yazarlar�m�za ve okurlar�m�za osmanl�cadan t�rk�eye ge�it devresinde yol g�stericilik edebilmek umudu ile� ortaya ��kt��� belirtilmektedir. Bu d�nem daha sonra �mutedil �zle�tirmecilik, teredd�t� d�nemi olarak da adland�r�lacakt�r.
�te yandan Kurum, baz� durumlarda T�rk�edeki Avrupa dillerinden gelme s�z say�s�n� bilerek art�r�yordu. Cep K�lavuzu�nda Arap�a, Fars�a aktarma s�zlerin bir b�l�m�n�n yerine bat� dillerinden s�zler al�nm��t�: K�tip yerine sekreter, m�d�r yerine direkt�r, nazariye yerine teori ve timsal yerine sembol. Bu d���ncenin g�venilir bir a��klamas� 1935 y�l�nda Kurumun Genel Sekreteri �. N. Dilmen taraf�ndan yap�ld�. Dilmen, k�tib, m�dir (m�d�r) gibi s�zlerin ge�mi� d�nemin birer kal�nt�lar� oldu�unu s�yl�yordu. T�rklerin bat� uygarl���n� b�t�n�yle benimsemekte oldu�u bir d�nemde bu t�r terimlerin bat� dillerinden olanlar� tercih edilmeliydi. Bu d���nce, Kurumun daha sonraki y�llar�nda da etkili olacakt�.
Dilde bir karma�ad�r gidiyordu. Yeni s�zlerle gazetelerin dil k��elerinde yaz�lar, �iirler yay�mlan�yordu. Bu yaz� ve �iirlerde herkes �nerilen s�zlerden ho�una gideni kullan�yordu. Yerel gazetelerde de ayn� yol izleniyordu. Ancak, gazetelerde dikkati �eken bir durum vard�: Dil k��esi d���ndaki sayfalarda yer alan haber, yaz� ve tefrikalarda kullan�lan s�zler a��s�ndan ayn� �zen g�sterilmiyordu.
Kimi yazarlar, yaz�lar�n� �nce kulland�klar� dille yaz�yorlar, daha sonra Tarama Dergisi�ne bakarak yazd�klar� yaz�da ge�en ve yabanc� say�lan s�zlere kar��l�k �z T�rk�elerini yaz�yorlard�. Ertesi g�n gazetede ��kan yaz�lar�n� yazarlar� bile anlayam�yordu. Bir ak�am Atat�rk, ��kr� Kaya�ya �z T�rk�e konu�ma yapmas�n� s�yler. ��kr� Kaya, kekeler kal�r. Olay� izleyen Falih R�fk� Atay ���i�leri Bakan�m�z Orta Asya�dan gelip derdini anlatamayan birine benziyor.� demekten kendisini alamaz.
Falih R�fk� Atay, �ankaya adl� eserinde Atat�rk��n dil konusunda bir deneme yapt���n� yazacakt�r. Halk a�z�ndan tarama s�zlerin, sadece g�r�n�rde ve say� bak�m�ndan zenginli�i ile �z ve ileri bir T�rk�e davas� �zerine Atat�rk��n o kadar merak�n� uyand�rm��lard� ki, bu bir de�ne�meye de��er�di. Atat�rk, denemeden �rkmeyen, onun b�t�n risklerini kabul eden bir liderdir. �z bir dil denemesinde sonu� al�ncaya kadar, bu teze inanm�� ve ba�lanm�� etkisi verecek, en �aca�yip� s�zleri bizzat Atat�rk Meclis k�rs�s�nde kullanmaktan �e�kin�me�ye�cek�ti. Daha Birinci T�rk Dil Kurultay�n�n ilk g�n� H�seyin Cahit�in tezi ve yap�lan tart��malar �zerine Atat�rk, H�seyin Cahit ile benzer d���nceleri savunan Falih R�fk��ya:
-�ocuk senin hakk�n varm�� ! diyecekti. Ancak, a��r� �zle�tirmecilik yeni bir anla��lmaz dil yaratt���nda Falih R�fk�, Atat�rk ile aralar�nda ge�en konu�may� �u s�zlerle anlat�r:
�Bir ak�am Atat�rk, sofra bittikten sonra, benim yan� ba��ndaki iskemleye oturmam� emretti,
-Dili bir ��kmaza saplam���zd�r, dedi.
Sonra:
-B�rak�rlar m� dili bu ��kmazda ? Hay�r. Ama ben de i�i ba�kalar�na b�rakamam. ��kmazdan biz kurtaraca��z, dedi.�
Falih R�fk� Atay��n deneme diyerek tan�mlad��� bu yakla��m� Hikmet Bayur �ke�if� olarak adland�racakt�r.
Atat�rk��n ���nc� Dil Bayram� dolay�s�yla T�rk Dil Kurumuna g�nderdi�i telgrafta kulland��� dil, geli�melerin ilk i�areti olacakt�:
��brahim Necmi Dilmen,
T�rk Dil Kurumu Genel Sekreteri, Dolmabah�e,
���nc� Dil Bayram�n� kutlayan telgraf�n�z� ald�m. T�rk Dil Kurumunun verimli �al��mas�n� ve b�t�n yurtta�lar�n dil i�lerine g�sterdi�i b�y�k ilgiyi sevin�le anar�m. Bayram�n�z kutlu olsun.�
Yerle�mi� ve yayg�nla�m�� yabanc� k�kenli s�zlerin dilden at�lmas�n�n tam anlam�yla tasfiyecili�e d�nd��� bir d�nemde, yitirilen bu s�zler ba�ta yazarlar olmak �zere pek �ok ayd�n�n dikkatini �ekiyordu. Yabanc�d�r diye tasfiye edilen, ancak dilde gerekli�ine inan�lan s�zlerin kurtar�lmas� i�in bir �eyler yap�lmas� gere�ine inanan Falih R�fk� Atay, bu i�i nas�l yapt�klar�n� ��yle anlat�r. �L�gat Komisyonu� geni�letilerek yeni �yeler �al��maya kat�l�r. Yabanc� kaynakl� hangi s�z g�ndeme gelse, bu s�z�n T�rk�e k�kenli oldu�u s�yleniyor ve bu s�z dilden ��kar�lmaktan kurtuluyordu. Yusuf Ziya Bey bat� k�kenli s�zlerin, Naim Haz�m Bey de Arap�a k�kenli s�zlerin k�klerini T�rk�eye ��kar�yorlard�. S�ra h�k�m s�z�ne gelir. Falih R�fk� �Bir kar��l��� yoksa, al�koyal�m.� der. �yeler, kabul etmez ve tart��ma ��kar. Toplant�dan sonra Prof. Abd�lkadir (�nan), Falih R�fk��ya gelerek, �z�lmemesini, h�k�m s�z�n� bir sonraki toplant�da T�rk�e yapacaklar�n� s�yler. Ertesi g�n toplant�dan �nce Prof. Abd�lkadir �nan, Falih R�fk� Atay��n eline k���k bir k���t tutu�turur. K���tta Radloff s�zl���nde T�rk leh�elerinde ak�l i�in �g, �k, �k s�z�n�n kullan�ld��� yaz�l�d�r. +(�)m eki ile de ad t�retildi�ini bilen Falih R�fk� Atay s�z� alarak Arap�a �h�k�m� s�z�n�n T�rk�e oldu�unu �rneklerle anlat�r. Komisyonun �yeleri susup kal�rlar. B�ylece h�k�m s�z� dilde kal�r. Falih R�fk�, uydurmac�l���n de�il, ama yak��t�rmac�l���n temelini att�klar�n� yazacakt�r. Hukuk profes�r� olan Yusuf Ziya Bey, h�z�n� alamam�� Aphrodite ad�n�n T�rk�e avrat ya da arvat�tan, deniz ilah� Poseidon ad�n�n T�rk�ede gemi anlam�ndaki bostagen s�z�nden, vulcanus s�z�n�n de T�rk�e bulan�k anlam�ndaki bulkan�� s�z�nden geldi�ini ileri s�rm��t�r.
G�ne�-Dil Teorisi ve �zle�mede Geri Ad�m
��te tam bu g�nlerde, 1935 y�l�n�n sonlar�na do�ru Viyanal� Dr. Hermann F. K�vergitsch, 41 sayfal�k bas�lmam�� bir �al��mas�n� Atat�rk�e g�nderir. La psychologie de quelques elements des langues turques �T�rk Dillerindeki Kimi �gelerin Psikolojisi� ad�ndaki bu eser, sosyolojik ve antropolojik �al��malara dayanmaktad�r. Bu veriler, psikanaliz g�r��leri ile de birle�tirilerek, insan�n i� benli�i ile d�� d�nyas� aras�ndaki ba�lant�n�n dildeki seslerin sembolizmine dayand��� d���ncesiyle de peki�tirilmektedir. Dr. Hermann F. K�vergitsch, bu d���nceden hareketle kendi y�ntemini uygulayarak, T�rk, Mo�ol, Man�u, Tunguz dilleri ile Fin, Macar, Japon, Hitit dilleri aras�nda bir yak�nl�k oldu�unu ortaya koyacak delilleri de�erlendiriyordu. O sonbahar, �stanbul�dan Ankara�ya rahats�z d�nen Atat�rk, Kurum �yelerini yan�na �a��r�r. TDK �yelerini yatakta kar��layan Atat�rk, Dr. Hermann F. K�vergitsch�in �al��mas�ndan s�z eder. Dr. K�vergitsch�e g�re ilk tefekk�r g�ne�le ilgilidir. Dillerin do�u�u da bu nedenle g�ne�e ba�lanmal�d�r.
Bu �al��madan etkilenen Atat�rk, konu �zerinde �al��maya ba�lad�. Bu �al��man�n sonucunda Atat�rk taraf�ndan haz�rlanan bir eser yay�mlan�r. 68 sayfal�k bu eserde Dr. K�vergitsch�in �al��mas�n�n okundu�u ve bu �al��madan yararlan�ld��� belirtilmektedir. K�saca �G�ne�-Dil Teorisi� ad�yla an�lacak bu yeni d���nce ��yle �zetlenebilir. G�ne� Dil Teorisine g�re dilin do�u�unda ilk etken g�ne�tir. Bu da g�ne�in insan varl��� �zerindeki ana i�levi ile ilgilidir. G�ne�, d�nya ve insanl�k tarihinin geli�mesi �zerindeki bu ana i�levi ile din� ve felsef� d���ncenin do�u�una kaynakl�k etti�i gibi dilin do�u�unda da ba�l�ca etken olmu�tur. ��nk� insano�lu i�g�d�leri ile davranan bir yarat�k olmaktan ��k�p da d���nebilen bir varl�k h�line gelince, d�� alanlar dedi�imiz evrende her �eyin �st�nde tuttu�u ilk nesne g�ne� olmu�tur. G�ne�; ilkin kendisi, sonra sa�t��� ���k, verdi�i ayd�nl�k ve parlakl�k, ate�, ta��d��� y�kseklik, zaman, b�y�kl�k, g��, kudret, hareket, s�reklilik, �o�alma ve benzeri nitelikleri ile d���nen insan�n kafas�nda �ok y�nl� bir kavram olarak belirmi�tir. Bu y�zden ilk insanlar su, ate�, toprak, b�y�kl�k ve benzeri b�t�n madd� ve manev� kavramlar� birbirlerine, g�ne�e verdikleri tek adla anlatm��lard�r. Bu kavram� anlatan ilk ses de T�rk dilinin k�k� olan a� sesidir.
G�ne�-Dil Teorisi ���nc� T�rk Dil Kurultay��nda
T�rk dilinin eskili�ini ortaya koyan bu teori, ayn� zamanda d�nyadaki dillerin de T�rk dilinden kaynakland���n� ve T�rk�enin b�t�n dillerin k�k� oldu�u d���ncesini de i�liyordu. Y�llard�r Arap�a ve Fars�an�n etkisi alt�nda kalan, bir d�nem Osmanl� ayd�nlar� ve yazarlar� taraf�ndan avam dili diyerek hor g�r�len T�rk�e i�in bu teori bir �v�n� kayna�� olmu�tu. Ayn� y�l �brahim Necmi Dilmen, teorinin ana hatlar�n� ele alan bir kaynak eser yay�mlad�. 1936�da da bu eserin Frans�zcaya �evirisi ��kt�. G�ne�-Dil Teorisini a��klayan �al��malar birbirinin ard� s�ra yay�mlan�yordu. �al��malar ve yay�nlar birbirini izlerken 24 A�ustos 1936 g�n� ���nc� T�rk Dil Kurultay� toplan�r. Kurumun ad�n�n T�rk Dil Kurumuna d�n��t��� bu Kurultayda en fazla g�ndeme gelen, �zerinde durulan ve tart���lan konu G�ne�-Dil Teorisidir. Kurultayda �brahim Necmi Dilmen, H. Re�it Tankut, tezlerini okurken dinleyenlerin �rnekleri kolay izleyebilmesi i�in kitap��klar da bast�rm��lard�.
Kurultaya aralar�nda Dr. K�vergitsch�in de bulundu�u �ok say�da yabanc� bilim adam� kat�l�yordu. Bunlar aras�nda Prof. Dr. Gies, Prof. Dr. M. J. Deny, D. Ross, Dr. Bombaci, Dr. Bartalini, Prof. Dr. G. N�meth, Prof. Dr. M. Zajanczkowski, Prof. Dr. Samoilovi� gibi tan�nm�� T�rkologlar da bulunuyordu. Kurultayda Genel Sekreterli�e �brahim Necmi Dilmen se�ilmi�ti. Kurum Ba�kan� ise ana t�z�k gere�i yine d�nemin Maarif Vekili idi. Bu d�nemde K�lt�r Bakan� Saffet Ar�kan bu g�revi y�r�t�yordu.
���nc� T�rk Dil Kurultay�ndan sonra G�ne�-Dil Teorisi �zerine �al��malar ve yay�nlar artarak s�rd�. �zellikle 1936 y�l�nda yo�unla�an bu yay�nlarda yabanc� k�kenli s�zlerin neredeyse tamam�n�n T�rk�e k�kenli oldu�u ortaya konulmaya �al���lm��t�. Teorinin ortaya at�lmas�ndan �nce ba�layan yabanc� s�zlerin k�kenini T�rk�eye ba�lama d���ncesi, bu teori ile art�k bir dayana�a da kavu�mu�tu. Elektrik s�z� tarih� T�rk�e metinlerde ge�en yalt�r�k > y�lt�r�k > �lt�r�k �parlak� ile a��klan�yor, botanik s�z� bitki�ye ba�lan�yor, sosyal s�z�n�n k�k�n�n soy, termal s�z�n�n k�k�n�n ise ter oldu�u ileri s�r�lebiliyordu. Abd�lkadir �nan yazd��� ders notlar�nda Sl�v dillerindeki kimi s�zleri de G�ne�-Dil Teorisine g�re T�rk�eye ba�l�yordu. Yer adlar� �zerine de �al��an H. Re�it Tankut; S�mer, Akat, Frig, Asur gibi eski uygarl�klardan kalan adlar� da G�ne�-Dil Teorisine g�re a��kl�yordu. �rne�in Amazon ad� �u geli�menin sonucunda ortaya ��km��t�: Amazon = a� + am + az + on. Aristotales ad�n�n ise Ali usta�dan geldi�ini yazanlar bile vard�.
Bilimsel bir de�eri olmayan bu a��klamalar ve yay�nlar bir s�re daha devam etti. Teorinin ortaya at�ld��� 1935 y�l�nda 1 kitap yay�mlanm��t�. 1936�da ise 17 kitap yay�mlanm��t�. 1937�de yay�mlanan 4 ve 1938�de yay�mlanan 3 kitaptan sonra bu teoriyi i�leyen, yayan ba�ka kitap yay�mlanmad�. Bu durum 1938�den sonra G�ne�-Dil Teorisinin ele al�nmad���n�n g�stergesidir.
G�ne�-Dil Teorisi, Dil Devriminde yeni bir d�nemin ba�lang�c� oldu. Teoriye g�re madem b�t�n dillerin kayna�� T�rk�e idi, o halde T�rk�eye bu dillerden ge�en s�zlerin k�keni de T�rk�e idi. Bu d���nce ile dildeki yabanc� k�kenli s�zlerin at�lmas� hareketi olan tasfiyecilik tamamen durdu. Ag�h S�rr� Levend, bu durumu yabanc� s�zlere T�rk�e kar��l�k bulma i�inin durmas� olarak yorumlayacakt�r. Levend�in belirtti�i bir di�er sonu� ise a��r� �abalar�n durmas�, dil �al��malar�nda yeni bir d�neme girilmesi, hatta devrimcilik bak�m�ndan geriye d�n��e yol a��lmas�d�r. K�mile �mer de, yabanc� s�zlere kar��l�k bulma i�inin bir s�re duraca��n� yazacakt�r. Daha sonra belirtilece�i gibi Atat�rk, dilde a��r� gidi�i durdurmak i�in bu teoriyi kullanm��t�. Zeynep Korkmaz�a g�re G�ne�-Dil Teorisi, tasfiyecilik hareketini frenleme g�revini y�klenmi�tir. Hikmet Bayur, Atat�rk��n Dil Devrimindeki �al��malar�n� �ke�if� ve �ke�f-i ta�arruz� gibi asker� terimlerle a��klam��t�r. Bayur�a g�re G�ne�-Dil Teorisi �ke�f-i ta�arruz�dir. G�ne�-Dil Teorisinin tasfiyecili�in sona erdirilmesinde ve orta yola d�n�lmesinde oynad��� rol, pek �ok ara�t�rmac�n�n yaz�s�nda ele al�nm��t�r.
Atat�rk��n 1936 y�l�ndaki Dil Bayram� dolay�s�yla g�nderdi�i telgrafta kulland��� s�zler ilgi �ekicidir:
�Bay �. N. Dilmen,
T�rk Dil Kurumu Genel Sekreteri
�stanbul
Dil Bayram�n� mesai arkada�lar�n�zla birlikte kutlad���n�z� bildiren telgraf� te�ekk�rle ald�m. Ben de sizi tebrik eder ve T�rk Dil Kurumuna bundan sonraki �al��malar�nda da muvaffakiyetler dilerim.�
Atat�rk, Kurumun bir bilim akademisine d�n��erek �al��malar�n� tamamen bilimsel temellere dayal� olarak s�rd�rmesi i�in �akademi� h�line gelmesi dile�ini 1 Kas�m 1936�da TBMM�nin be�inci d�nem ikinci yasama y�l�n�n a��� konu�mas�nda seslendirecektir:
�Ba�lar�nda k�ymetli Maarif Vekilimiz bulunan T�rk Tarih Kurumu ile T�rk Dil Kurumunun, her g�n yeni hakikat ufuklar� a�an, cidd� ve devaml� mesaisini takdirle y�d etmek isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanl�klar i�inde unutulmu� derinliklerini, d�nya k�lt�r�ndeki anal�klar�n�, reddolunamaz ilm� belgelerle ortaya koyduk�a, yaln�z T�rk milleti i�in de�il ve fakat b�t�n ilim �lemi i�in, dikkat ve intibah� �eken, kutsal bir vazife yapmakta olduklar�n� emniyetle s�yleyebilirim. (Alk��lar). Tarih Kurumunun Alacah�y�k�te yapt��� kaz�lar neticesinde, meydana ��kard���, be� bin be� y�z senelik madd� T�rk tarih belgeleri, cihan k�lt�r tarihini yeni ba�tan tetkik ve tamik ettirecek mahiyettedir. Bir�ok Avrupal� �limlerin i�tirakiyle toplanan, son Dil Kurultay��n�n ���kl� neticelerini bizzat g�rm�� olmakla �ok mutluyum. Bu ulusal kurumlar�n az zaman i�inde, ulusal akademiler h�lini almas�n� temenni ederim. Bunun i�in, �al��kan tarih ve dil �limlerimizin, d�nya ilim �lemince tan�nacak, orijinal eserlerini g�rmekle bahtiyar olmam�z� dilerim.�
Terimlerin T�rk�ele�tirilmesi ve Geometri Kitab�
Atat�rk, bu arada geometri terimleri �zerinde �al��m�� ve y�llard�r kullan�lan �o�u Arap�a k�kenli terimleri T�rk�ele�tirmi�tir. T�rk Dil Kurumunun yay�mlad��� Geometri kitab�ndaki ��gen, d�rtgen, a�� gibi pek �ok terim Atat�rk��n bulu�u olarak dilimize kazand�r�lm�� ve yayg�nla�m��t�r. Atat�rk, Kurumun �al��malar�n� her zaman yak�ndan izlemi� ve pek �ok �al��maya bizzat kat�lm��t�r. 12 Mart 1937�de yap�lan Terim Kolu toplant�s�na kat�lan Atat�rk, alt� saat s�reyle �yelerle birlikte �al��m��t�r.
Atat�rk, 26 Eyl�l 1937�de Dil Bayram� dolay�s�yla Kurum Genel Sekreterine g�nderdi�i telgrafta da o g�n i�in dilde ya�ayan Arap�a s�zleri de kullan�r: �Dil Bayram� m�nasebetiyle T�rk Dil Kurumunun hakk�mdaki duygular�n� bildiren telgraf�n�zdan �ok m�tehassis oldum. Te�ekk�r eder, de�erli �al��malar�n�zda muvaffakiyetlerinizin temadisini dilerim.� Sadece Dil Bayramlar�nda g�nderdi�i telgraflarda kulland��� dil dikkate al�n�rsa Atat�rk��n Dil Devriminde izledi�i yol a��k�a g�r�l�r.
Atat�rk�ten Sonra T�rk�e
Kurumlara verdi�i �nemi, �� Bankas�ndaki hisselerinin gelirlerinden T�rk Dil Kurumu ve T�rk Tarih Kurumunun pay almas� i�in vasiyetnamesine bir madde ekleyerek g�steren Atat�rk��n �l�m�nden sonra T�rk Dil Kurumunun Koruyucu (Hami) Ba�kan� �smet �n�n� olur. 1940�tan sonra 1950�ye kadar olan d�nemde g�r�len durum, yabanc� s�zler yerine T�rk�e k�k ve eklerden yeni s�zlerin t�retilme �al��malar�n�n yap�lmas�d�r. 1945�te Te�kil�t-� Esasiye Kanununun T�rk�ele�tirilmesi, �nemli bir �al��mad�r. Bu �al��ma, genel dil ile devlet dili aras�ndaki ayr�l���n ortadan kald�r�lmas� bak�m�ndan �nemli bir i� olarak de�erlendirilecektir. 1944�te TDK�nin ba�vuru kaynaklar�ndan T�rk�e S�zl�k yay�mlan�r. S�zl�k Cumhur Reisi �smet �n�n��ye ithaf edilmi�tir. �n s�zde T�rk�e S�zl�k�teki yabanc� k�kenli s�zlerle ilgili olarak yap�lan a��klama ilgi �ekicidir: �Bundan �nce ��km�� l�gat ve kamuslardaki yabanc� s�z bollu�u ve �z T�rk�e s�z azl��� g�z �n�nde tutularak bu eserler S�zl�kle kar��la�t�r�l�rsa, g�r�lecektir ki g�n�m�z�n canl� dilinde ya��yan yabanc� kelimeleri ihmal etmedi�i halde, bu kitap dil devrimi yolunda at�lm�� bulunan ad�m�n geni�li�ini belirtmektedir. Bununla beraber Kurum burada yer alm�� yabanc� s�zlere dilde ya�ama hakk�n� vermek istemi� olmad���n� a��k�a bildirme�i bor� sayar; bu yabanc� s�zlerden �z T�rk�e kar��l��� bulunmu� ve kar��s�na yaz�lm�� olanlar� konu�mada ve yaz�da kullanmamalar�n� b�t�n dilseverlerden diler; hen�z kar��l��� bulunmam�� olanlara da birer �z T�rk�e kar��l�k aramay� kendisine �dev bilir; bu s�zl���n ileriki bas�l��lar�nda yabanc� s�zlerden daha pek �o�unun kar��s�na �z T�rk�elerini koymak mutlulu�una erece�ini umar...� S�zl���n s�z varl��� 15.000 civar�ndad�r. �emsettin Sami�nin 1899-1901 y�llar� aras�nda yay�mlad��� Kamus-� T�rk��sinde 26.000 s�z varl��� bulundu�u dikkate al�n�rsa, aradan ge�en 45 y�ldaki dilde geli�meye kar��l�k s�z varl���ndaki azalma, tasfiyecili�in boyutlar�n� ortaya ��kar�r.
Sonu�
T�rk yaz� dilinin tarih�esini verdi�imiz ve T�rkiye Cumhuriyeti�nde T�rk�enin geli�imini, genel g�r�n�m�yle ele ald���m�z bu yaz�m�zda g�r�lece�i gibi, T�rk�e en b�y�k geli�meyi, sadele�meyi ve zenginle�meyi son yetmi� y�lda ya�am��t�r. Yetmi� y�ll�k bu d�nemde T�rk�enin geli�mesinde Dil Devriminin ve T�rk Dil Kurumunun �nemli bir yeri vard�r. Gerek Tanzimat d�neminde, gerek Servet-i F�nun d�neminde, gerek Mill� Edebiyat d�neminde yap�lan dil tart��malar� T�rkiye Cumhuriyetinin kurulu�undan sonra da s�rm��t�r. Ancak, bu tart��malar Atat�rk��n dil konusundaki en b�y�k at�l�m� yapmas�na zemin haz�rlam��t�r. Hi� ku�kusuz, gerek yaz� konusunda, gerek dil konusunda en etkili, en kararl� ve sonu� al�c� ad�mlar� Atat�rk atm��t�r.
Alfabe konusundaki tart��malar, bug�n art�k tamamen sona ermi�tir. Yeni T�rk yaz�s�n�n T�rk�eyi kar��lamadaki m�kemmelli�i konusunda teredd�t yoktur. �stelik b�t�n T�rk d�nyas�nda ortak alfabe olarak L�tin k�kenli yeni T�rk alfabesinin kullan�lmas� konusunda T�rk kamuoyunda d���nce birli�i de olu�mu�tur.
T�rk�enin sadele�mesi konusu da zaman i�inde �e�itli tart��malardan sonra durulmu� ve dil do�al geli�imi i�erisinde T�rk Dil Kurumunun da bilimsel �al��malar�yla geli�imini s�rd�rm��t�r. Bug�n art�k a��r� �zle�tirmecili�in, daha do�ru bir s�yleyi�le tasfiyecili�in T�rk�eye yarar sa�lamayaca�� anla��lm��t�r. Dilde zorlama olamayaca��, dilde ya�ayan hi�bir s�z�n zorla dilden at�lamayaca�� veya yasaklanamayaca�� art�k herkes�e anla��lm��t�r. K�reselle�menin getirdi�i bir olumsuzluk olarak T�rk�edeki bat� k�kenli s�zlerin �o�unlu�unun ve yo�unlu�unun artmas�n�n getirdi�i olumsuzluklar, dildeki kirlenme ve bu yabanc�la�maya kar�� m�cadele edilmesi d���ncesi, hemen her dilcinin ortak g�r���d�r. Ortak noktalarda bulu�mak ve anla�mak, tart��malar� sona erdirece�i gibi, olu�acak anla�ma zemini, dildeki di�er g�r�� ayr�l�klar�n�n da zamanla ortadan kald�r�lmas�n� sa�layacakt�r.
Kaynak�a:
Prof. Dr. Mine Mengi, Mes�h� D�v�n�, Atat�rk K�lt�r Merkezi yay�n�, Ankara, 1995, s. 231